Alışveriş konusunda insanlar farklı tutum sergiliyor, kimileri tüketimi çok minimum seviyede tutsa da, benim gibi yenileri denemeyi seven, her gördüğüne olmasa bile çoğuna içi giden ve kendine hakim olamayan büyük bir kesim var biliyorum.
Sağlam iradesi olanlar yazıyı okumayı burada bırakabilir, ben kendine bir türlü hakim olamayan, "ammaan bir daha mı gelicez", "aklımda duracağına benim olsun" gibi türlü türlü bahaneler üretebilen güzel insanlara seslenmek istiyorum 😃
Şaka bir yana almanın bir sınırı yok arkadaşlar. Yeni ürünlerin de öyle maalesef. Bir süre önce artık aldığım kozmetik ürünlerini (cilt bakımı daha doğrusu) koyacak yer bulamadığımı fark ettiğimden beri almamaya çalışıyorum yenilerini.
Somut olarak evdeki kalabalık, ürünlerin kullanılamadan ziyan olması, gıdaların sürekli bir şekilde çöpe gidiyor olması, bir sürü ayakkabının giyilmeden kenarda beklemesi beni artık çok yoruyor/üzüyor.
Bir de soyut tarafı var ki; hayaller her zaman bütçeden baha geniş oluyor. Yapmak istenilenler, gidilmek istenilen yerler için hep bütçe küçük kalıyor. O günlük geçici heveslerimi karşılarken daha büyük hedeflerden sapmak zorunda kalıyorum.
Bunlar ara ara dank ediyor ve elimden geldiğince önüne geçmeye çalışıyorum.
"Az çoktur"
Bence ilk adım kesinlikle bu felsefe olmalı. Hepimiz zaman zaman 5 kuruşluk ürünü pahalı bulup, 2 kuruşluk olandan 4 tane alıyoruz. Aslında o asıl içine sinecek olanı aldığında rahatlıyorsun. Bu iş sadece almayla etmeyle de alakalı değil. Eş dost akrabada bile "az olsun ama öz olsun" kuralı geçerli bana göre.
Liste yapmak!
Sadece alışveriş listesi değil, elinizde ne var ne yok onun listesini yapmak çok iyi oluyor. Bu, örneğin giysi dolabını indirip sil baştan yerleştirip, ne var ne yok göz atmak şeklinde de olabilir ya da benim yaptığım gibi evdeki kozmetik ürünleri tek tek listelemek şeklinde manyakça bir şekilde de olabilir!
Bakınız yukarıda benim stok listemden bir kuble. Siz görmesen,z de listede 98 madde var :) Üstelik bir de e-tablo olarak düzenledim ki, her an ulaşıp pratik bir şekilde güncelleme yapabileyim. Yoksa ben alışverişe gittiğimde hep evde ne olduğunu unutuyorum. Bir de buraya bakıp "önce şunu bitireyim, sonra bunun tarihi geçecekmiş onu kullanayım" demek daha kolay oluyor. Benim kadar uğraşmak zorunda değilsiniz elbette, bir minik defter ayarlayıp aldıklarınızı kaydetmeyi deneyebilirsiniz belki. Hatta bu şekilde aylık yaptığınız masrafı da görmek iyi olabilir.
Aynı şekilde bir istek listesi oluşturmak! Bu da neyi daha öncelikli istediğinizi fark etmeniz için oldukça yararlı oluyor.
Almadan önce bir süre beklemek!
Çok uzun süreler olmasına da gerek yok. Ben uzun zamandır şu taktiği uyguluyorum ve oldukça işe yarıyor; bir avm`ye girdiğimde her mağazada beğendiklerimi deniyorum, hatta fotoğrafını çekiyorum. Sonra yemek yada kahve arası verdiğimde hepsini şöyle bir gözden geçiriyorum ve sadece en aklımda kalanları alıyorum. Önceden olsa ilk beğendiği alıp, ikinciyi daha çok beğenince ya pişman olur ya da gereksiz yere her ikisini de almış olurdum. Online alışveriş için de gün içinde görüp beğendiklerimi alma işini akşama ya da ertesi güne bırakmak oldukça işe yarıyor. Biraz daha düşününce vazgeçtiğim çok oluyor.
Nakit Harcamak!
Kozmetiklere taksit kalkınca baya bir söylenmiştim ama iyi oldu aslında. Nakit harcayıp o ayki bütçeye sadık kalmak, bir kısmını diğer aya sarkıtmak ve mümkün olduğunca kredi kartı kullanmamak hepimizin bildiği çok büyük bir püf noktası aslında ama yapabilene aşk olsun!
O indirim bir daha hiç gelmeyecekmiş gibi davranmamak!
Günümüzde yapılan indirimlerin çok büyük kısmı balon biliyorsunuz. Almak istediğiniz ürünün piyasasına ya da o mağazaya çok aşına değilseniz indirim haberine kapılmak daha kolay oluyor tabii ama çok nadir ve büyük oranlarda yapılan indirim o kadar az ki aslında! Hadi en kötü, %30 indirim yakın zamanda denk gelmeyecekse bile %25 kesin denk gelecek. Aradaki 5-10 liralık far için şimdiden stoklamanın hiç alemi yok! Zaten 3 gün sonra onun yerine başka bir ürünü beğenip, tüh keşke bunu alsaydım deme ihtimalinize karşı da açık kapı bırakmış oluyorsunuz.
Bülten üyeliklerinden çıkmak!
Çeşit çeşit markadan her gün gelen "şu hediye, bu indirim, aman bugüne özel" içerikli mail listelerinden hemen çıkın. Zaten çok çok güzel kaçırılmayacak bir kampanya olursa, sosyal medyada bir şekilde denk gelip haberdar oluyorsunuz. Öbür türlü her gelen maille bir göz atayım bakalım derken ipin ucu kaçabiliyor.
Sosyal Medya!
Aslında artan tüketim çılgınlığında en büyük pay sosyal medyanın sanırım. Sürekli onu aldım, bunu aldım paylaşımları (ki ben de yapıyorum), her çeşit üründen haberdar olmak, her yeni çıkanın gözümüze sokulması insanı almaya daha çok itiyor. Bu noktada da ben takip ettiğim kozmetik/makyaj hesaplarının sayısını azalttım mesela 😊 Evet seviyorum ama 5 tane ürün gördüğümde 1 tanesi aklıma takılıyorsa, 10 tane ürün gördüğümde 2 tanesi takılıyor sonuçta.
Sosyal Medya Reklamları!
Ve en sevdiğim kategori. Ben bu tuzağa pek düşmüyorum açıkçası. Özellikle gizli reklamlar çok sinir bozucu oluyor, biraz süzerek okumak gerekiyor. Örneğin bir ürünü herkesin aynı anda alası gelmiş olmuyor tabii, bilin ki o ürün o sırada bir çok kişiye hediye olarak gönderiliyor ve sürekli sizin gözünüze sokuluyor oluyor. Ya da ne bileyim hiç saçını boyamayan bir blogger bir anda saçını boyuyor ve bunu da X boyasıyla yaptığını üstüne basa basa söylüyorsa bir düşünün. Hem danışıklı dövüş bu işin doğasında var hem de hediye gelen ürüne daha kibar yaklaşmak insanın doğasında var!
Kendi Sosyal Medya Hesabınızı Beslemek!
İşte bu benim çok sık düştüğüm bir hata maalesef! Şunu da deneyeyim paylaşırım, aa bugünler de bu pek popüler ben de yazmış olayım, x ürününü de deneyeyim ki y ürünü ile karşılaştırmasını yazarım. Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım, kimse sizin bunun hakkında fikir beyan etmenizi deli gibi beklemiyor.
Kendinize daha güzel amaçlar edinin!
Benim en büyük itici gücüm seyahatler. Mesela bazen o ay almış olduğum 2-3 Mac ürününe verdiğim para ile yurt dışına uçak bileti alabileceğimi fark ettiğimde şok oluyorum.
Black Friday!
Amerika`daki bu alışveriş çılgınlığının iyi kötü bize de yansıdığı bu günde onların parasının bizimkinin 3,4 katı değerli olduğunu dolayısı ile bizim onlar kadar çılgın olamayacağımızı unutmayın derim!
Benim son 1-2 aydır uygulamaya çalıştığım tavsiyelerim böyle ama hala gereksiz gördüğüm tüketimi istediğim kadar azaltabilmiş değilim. Bu yazı bana da hem bana, hem benim gibi düşünenlere motivasyon olsun, kenarda dursun!