Quantcast
Channel: MODA MASALLARI
Viewing all 502 articles
Browse latest View live

Televizyon, Müzik, Magazin, Moda, Sanat ve İş Dünyası “Magnum Altın Kelebek Ödülleri” Gecesinde Buluştu.

$
0
0
Televizyon ve müzik dünyasının en iyilerinin ödüllendirildiği Hürriyet Altın Kelebek Ödülleri, bu sene haz tutkunlarının vazgeçilmez markası Magnum işbirliğinde, Zorlu Center PSM’de gerçekleştirilen görkemli bir törenle sahiplerini buldu. 

Saat 19.00'da kokteylle başlayan gece Sibel Arna, Onur Baştürk, Cengiz Semercioğlu, Ömür Gedik ve Ece Sükan’ın ‘in konukları karşılamaları ve davetlilerle kırmızı halı röportajı yapmalarıyla tam bir Oscar havasında gerçekleşti.


Her sene olduğu gibi kazananların Hürriyet okurlarının internet ve posta yoluyla gönderdikleri oylarla belirlendiği gecenin sunuculuğunu başarılı oyuncu Mete Horozoğlu ve Nefise Karatay gerçekleştirdi.


Gecenin onur konuğu ünlü Hollywood yıldızı Jessica Alba’ydı. Güzelliği ve zarafeti ile tüm davetlileri kendine hayran bırakan ünlü yıldız,  törende sırasında yaptığı konuşmada  “Burada bulunan bir çok harika sanatçının verdikleri emeği kutluyorum. Bu emeklerin insanların hayatına kattığı mutluluğu görmek bir sanatçı için çok değerli. Magnum Altın Kelebek Ödül Töreni bu çalışmaları takdir ediyor ve bu şekilde sanatçıları destekleyen organizasyonlar, markalar olduğu için çok şanslıyız. Ben de bunun bir parçası olduğum için çok heyecanlıyım. Katılan tüm sanatçıları şimdiden tebrik ediyorum. Hepinize keyifli bir gece geçirmenizi dilerim” dedi.
Ozan Doğulu’nun son albümü “130 bpm Moderato”da, “Harika” şarkısını okuyan Ajda Pekkan-Kenan Doğulu, törende Ozan Doğulu’yla birlikte sahne aldı.  Üçlü, albümün çıkış şarkısı “Harika”yı
ilk kez Magnum Altın Kelebek gecesinde seslendirdi.

Gecenin ikinci sürprizinde, Sinan Akçıl babası Saim Akçıl’la birlikte sahnede aldı.  Borusan Filarmonu ve Tekfen Flarmoni orkestralarını kuran Saim Akçıl’ın yöneteceği orkestra ile sahneye çıkan Sinan Akçıl, “Güzel Kız” ve “Tabi Tabi” şarkılarını seslendirdi.
Başarılı sanatçı Gökçe her zaman çok konuşulan ve ses getiren show’larından birini  30 kişilik dans ve Bando ekibiyle birlikte gerçekleştirdi. Son albümü’ Kaktüs Çiçeği’nde yer alan ‘Aşkım Aşkım’ ve ‘Sittin Sene’ şarkıları ile sahne alan Gökçe’ye ‘Sittin Sene’ şarkısında ‘Kamufle’ eşlik etti.

“Magnum Altın Kelebek Ödülleri”


Bir boomads advertorial içeriğidir.

Kiehl`s // Pineapple Papaya Yüz Peelingi

$
0
0
Kiehl`s Pineapple Papaya Peeling, 100ml, 86TL


Aslında daha önce Kiehl`s uzmanlarının bana tavsiye ettiği ama benim yetersiz bulup (peeling taneciklerini) almadığım bir üründü. Belirgin peeling tanecikleri içeren ürünleri daha çok seviyorum ama cildim her daim sivilcelenmeye meyilli olduğu için bunlardan vazgeçmek durumunda kaldım. Çünkü sivilceli bölgeye  bol tanecikli peeling uyguladığınızda ya leke oluşma ihtimalini arttırıyor ya da çevresine dağıtıyor. 


Bu ön bilgiden sonra ürüne geçersek; ananas ve papaya gibi gerçek meyve özlerinden üretilmiş olması ile ünlü bu peeling oldukça az tanecik içeriyor. Onlar da küçük boyutlarda. Merhem gibi katı bir kıvamı var. Belirgin bir kokusu yoktu sanırım, şu an anımsayamıyorum. 


Katı kıvamına rağmen ciltte dağıtması ve temizlemesi sorun olmuyor. Tanecikleri çok minik ve az görünse de, hafif bir peeling etkisi hissediliyor. Taneciklerinin haricinde de oldukça güzel arındıyor cildi. Üzerinde tüm cilt tipleri için uygun olduğu belirtilmiş. Ben yağlı ciltli biri olarak arındırmasından oldukça memnunum.  


Kiehl`s ürün için şu şekilde açıklama yapmış; 

"Bu benzersiz ve doğal arındırıcı, tüm cilt tiplerine uygundur ve gerçek ananas ve papaya meyvelerinden parçaların yanı sıra cilde nazik ve doğal bir arındırıcı uygulamak için ince öğütülmüş arındırıcı tanecikleri içerir. Cildin canlı, yumuşak ve temiz kalmasını sağlar."

Ben de yazılanlara tamamen katılıyorum (benzersiz kısmı çok iddialı olmuş sadece!) Başta belirttiğim gibi cildinize küçük tanecikli, narin peelingler daha çok uyuyorsa mutlaka aklınızda olsun ama daha belirgin tanecikleri olan peelingleri seviyorsanız size uygun olmaz. Ben kendi adıma ilk başta almadığıma pişman oldum, biraz ön yargılı yaklaşmışım. 

Bioderma // Sensibio Mask Nem Maskesi

$
0
0
Bioderma Sensibio Mask, Nem Maskesi, 75ml, 60TL


Bioderma`nın hassas, kuru, toleransı düşük ciltler için olan Sensibio serisinden nem maskesi. Bu seri, tanımlama olarak benim cildime pek uymasa da, severek kullandığım Sensibio ürünleri mevcut. Bu yüzden tereddüt etmeden denedim bu maskeyi de. 


Ambalaj açısından herhangi bir handikabı yok, miktar olarak da oldukça yeterli. Ürünün kendisi de orta kıvamlı, ne çok katı ne de losyon havasında. Rahatsız edici bir kokusu yok, cildinize sürdüğünüzde bıraktığı yapışkan, rahatsız edici ya da vıcık vıcık yağlı bir his de yok. Yani ürünün yapısını başarılı buldum. 

Cilde nem takviyesi yaparak, daha sağlıklı, daha parlak bir cilt vaad ediyor ve haftada 1-2 defa kullanımı öneriliyor. Bu aşamada vaadlerini de gerçekleştireceğini düşünüyorum, çünkü nemsiz bir cildin ihtiyacı olan nemi karşılarsanız, sonuç bu yönde olacaktır.  Kullanımı da normal maske gibi, orta kalınlıkta bir tabaka halinde yüzünüze sürüp, 10dk kadar bekletip, yıkanabilir ya da daha ince bir tabaka halinde sürüp, yıkamadan, cildin tamamını emmesi sağlanabilir. Ben yıkamayı tercih ettim.


Kullanıcı yorumlarına geçersek; yağlı cilt tipleri içinçok uygun olduğunu düşünmüyorum. Ben 2 sefer kullandım ve yüzümü yıkadıktan sonra biraz yağlı bir his bıraktı fazla krem sürmüşüm gibi hissettim. Cildimi yumuşacık yaptı ama yağlandırdıktan sonra pek anlamı olmuyor. Yine de buna rağmen sivilce yapmadığını belirtmeliyim. Yağlı ciltlerin, kışın hava şartları insanın cilt tipini hafiften değiştirmeye başladığı zamanlarda kullanabileceğini düşünüyorum. Bu aşamada nem maskesi birazcık da tercih meselesi sanıyorum. Ben kendi adıma, düzenli nemlendirici kullanırken, ekstra bir nem maskesine ihtiyaç duymuyorum.

Bu yüzden maskeyi arkadaşıma verdim. Sensibio serisinin cilt tanımına oldukça uygun, kuru ve hassas bir cilt tipine sahip olan arkadaşım maskeden oldukça memnun kaldığını, banyo sonrası kullandığını ve kuruyan cildine çok iyi geldiğini, ağırlık yapmadan, yağlandırmadan nemlendirdiğini belirtti. 

İçeriği ise merak edenler için şu şekilde; 
WATER (AQUA), GLYCERIN, CETEARYL ISONONANOATE, ISOHEXADECANE, GLYCOL PALMITATE, CAPRYLIC/CAPRIC TRIGLYCERIDE, TRICETEARETH-4 PHOSPHATE, FRUCTOOLIGOSACCHARIDES, MANNITOL, XYLITOL, GLYCYRRHETINIC ACID, RHAMNOSE, LAMINARIA OCHROLEUCA EXTRACT, GLYCOL STEARATE, PEG-2 STEARATE, PENTYLENE GLYCOL, TITANIUM DIOXIDE, ACRYLATES/C10-30 ALKYL ACRYLATE CROSSPOLYMER, CAPRYLYL GLYCOL, 1,2-HEXANEDIOL, DISODIUM EDTA, XANTHAN GUM, SODIUM HYDROXIDE, ALUMINA, STEARIC ACID.


*Ürün Bioderma tarafından gönderilmiştir. 



Bitenler // Temmuz 2014

$
0
0
Küçük bir bitenler yazısı olacak ama içinde çok beğendiğim ürünler var;


Clinique Anti Blemish Yüz Temizleme Köpüğü; Bitirdiğim kaçıncı şişem bilmiyorum, bol keseden kullanırsam 5-6 ay dayanıyor, daha dikkatli kullanırsa 7-8 ay sanırım. Son zamanlarda hep aynı şeyi kullanmış olmaktan sıkıldığım için, evdeki ürünlere yönelip biraz ara vermek istemiştim ama dün yeni 1 şişe daha aldım. Daha uzun yıllar vazgeçemeyeceğim sanırım.

Clinique Anti Blemish Tonik; temizleyicinin devam ürünü, alkol içerdiği için seviyorum, sivilcelerin yayılmasını engellediğini ve daha güzel temizlediğini düşünüyorum. Ha evet cildi biraz yoruyor olabilir ama bende gözle görülür bir kuruluğa ya da rahatsızlığa sebep olmadığı için, köpükle birlikte istisnasız kullanıyorum.

Garnier Çift Fazlı Göz Makyaj Temizleyicisi; orta standartta bir üründü. Fena değildi, şikayet etmeden kullandım ama yeniden tercih etmek için pek bir sebebim de yok.

Eyüp Sabri Tuncer Sprey Kolonya/ Çeşme Limonu; Ofis masamın üzerinde duruyordu kendisi, sıkan, koklayan herkes istinasız çok beğendi. Klasik limon kolonyasından çok daha hoş kokuyor, çoğu aromalı kolonya gibi ağır da değil. Ben Gratislerden alıyorum. Hatta 3`er tane falan stoklu alıyorum, gözünüze ilişirse mutlaka bakın.


Maybelline Go Extreme Maskara; daha büyük bir beklenti ile almıştım, beni çok tatmin etmedi, günlük kullanım için bile "eh işte" dedirtti. Tekrar almayı düşünmüyorum.

Avon Mega Effects Maskara; bunu beğenerek kullandım, kirpikleri ayırması ve dolgunlaştırması güzeldi. Çok pratik bulmasam da şekli şemali değişik bir ürün denemek de güzeldi fakat çok zor temizleniyordu. Birkaç tur silip yüzümü yıkadığımda hep gözlerimin altını simsiyah yapıyordu. O yüzden sonuna kadar kullanamadım.

Clinique High Lengths Maskara; Sevdiğim, beğendiğim ama bir türlü tam boyunu alamadığım maskara.

Clinique High Impact Maskara; çok başarılı bulmadığım, üst üste uygulandığında ancak günlük kullanım için tercih ettiğim bir ürün. Genelde alışverişlerde böyle mini boyları geliyor, ziyan etmemek adına kullanıyorum.

Clinique Chubby Stick/ Super Strawberry;çok fazla renk vermese de, güzelce nem veren, yapış yapış ya da çok yağlı olmayan güzel ürünler Chubby`ler. Severek bitirdim bunu da.

Nob Oje Çıkarıcı Mendil; ilk denemede pek hoşlanmamıştım, insanın elinde bıraktığı yağlı hisse sinir olmuştum. İşimi bitirdikten sonra yıkıyorum ellerimi elbette ama ojeleri çıkarana kadarki sürede bile pek hoşuma gitmemişti yağlı hissetmek. Ama bir süre sonra "amaaan bilmiyorum şimdi pamuk nerde" deyip kullanmaya başlayınca baya alıştım. Özellikle ofiste acil durumlarda ya da seyahate vs. giderken oldukça pratikmiş. Denk geldikçe alıyorum.

Vee eskileri tüketip, yenilerini açmanın mutluluğu...

instagram;@modamasallari
 facebook.com/modamasallari
twitter.com/modamasallari


Estee Lauder // Perfectly Clean Yüz Temizleme Jeli

$
0
0
Cilt bakım ürünlerinde değişiklik konusunda biraz katı bir insanım sanıyorum, gerçi değişiklik yapmaya zorluyorum kendimi arada ama hepsine bir kusur bulup, favori ürünüme geri dönüyorum yine. 

Estee Lauder yüz yıkama jelini de değişiklik amacı ile almıştım ama verimli kullanamadım maalesef.

Estee Lauder Perfectly Clean, Multi-Action Cleansing Gel, 150 ml, 85TL


Estee Lauder`in yüz temizleyicilerini incelediğimde ürünlerin "tüm cilt tiplerine uygun  ama özellikle x cilt tipi için idealdir"şeklinde olduğu gördüm. Benim aldığım ürün de yağlı cilt tipleri için özellikle tavsiye edilen üründü. 


** Cildimdeki yağlanmayı dengelemesinden memnun kaldım
**Kullandıktan sonra verdiği arınmışlık hissi de güzeldi
**Cildimde herhangi bir yanma, kuruma ya da rahatsızlığa sebep olmadı
**Kolay sürülüp, kolayca durulanabilen bir üründü.

Bu aşamaya kadar gayet beğendiğim bir ürün oldu fakat parmağımın üzerinde göründüğü gibi küçük tanecikler içeriyor. Ürün multi-action/çok etkili/çok amaçlı bir ürün olmasından mütevellit, içerisine peeling tanecikleri de eklemişler. Oldukça minik tanecikler ama yine de -hassas da olsa- bir peeling etkisi yapıyor. Bu sebeple günde 2 sefer kullanmak istemedim. 


Sivilce vb. gibi bir problemi olmayan, sorunsuz ama sadece yağlı cilde sahip olanların günlük olarak tercih edebileceği bir ürün olabilir belki ama ben haftalık peeling olarak kullanılmak üzere kenara ayırdım. Tabi bu arada günlük temizleyici olarak düşünüldüğü için peeling olarak da biraz hafif kalıyor ama ben bu aralar hassas peelingleri tercih ettiğim için benim için sıkıntı yok. Siz almayı düşünüyorsanız tercihlerinizi buna göre göz önünde bulundurun. 

Ayrıca günlük yüz temizliğimde Clarisonic kullanıyorum ve onunla peeling tanecikli ürünleri kullanmadığımdan da uygun olmadı benim için. Özetle beklentilerinize göre "oldukça güzel ya da oldukça yetersiz " diye nitelendirilebilecek bir ürün bana göre.

Ps: Yarın blogda Clarisonic Mia 2 yazısı olacak...

instagram; @modamasallari
 facebook.com/modamasallari
twitter.com/modamasallari

Clarisonic Mia 2

$
0
0
Geçtiğimiz yıl Sephora`nin Clarisonic`leri ülkemize getirmesi ile birçoğumuzun duyduğu, bildiği, alınacaklar listesine eklediği ve "alınmalı mı?" konusunda bolca kafa karışıklığı yaşadığı bir cihazdı. 


Çoğumuzun bildiğini varsayıyorum ama yine de bilmeyenler için kısaca Clarisonic; sonic titreşimler ile çalışan bir yüz temizleme fırçası. Yerli yabancı bir çok kişi tarafından çok sevilen, tavsiye edilen bir ürün. Tamamen balon olduğunu iddia eden küçük bir kesim de yok değil tabii ama baştan belirteyim ben de "çok sevenler" grubundayım.

Ürünün kendi sitesinde Amerika satış fiyatı 149$, Sephora ilk getirdiğinde 340-350 civarında satıyordu yanlış hatırlamıyorsam. Ben o ara kararsızlık aşamasındaydım, çünkü oldukça yüksek fiyatlı bir ürün. Bütçe ayırmak bir yana, aldıktan sonra, boşa para vermiş olmak ya da gaza gelmiş olduğunu fark etmek can sıkıcı olacaktı. Bir süre daha başkalarının yorumlarını takip ettikten sonra almaya karar vermiştim ki fiyat 440 TL oluverdi, bu sefer fiyat iyice artınca, tekrar düşünmeye başladım falan derken %20`lik kadınlar günü indirimi ile 350TL civarında bir fiyata aldım. (Hatta bana Sephora indirim kodu gelmediği için keyifle okuduğum bloglardan birisi olan OreoSevenKız`ın kodunu kullanmıştım :) 


Aldığım zamandan beri kullandığımı düşünürsek, 3 aydan fazla olmuş. Artık gönül rahatlığı ile yazıyorum. Kutuyu açtığınızda içerisinden çıkanlar bu şekilde. (Bir de plastik koruma kabı olacaktı ama onu eklemeyi unutmuşum.)





Clarisonic`in söylediği şey; el ile temizlemeye göre 6 kat daha iyi temizlediği. Yukarıdaki fotoğrafta da onun karşılaştırmasın vermiş. Gerçekten de parasının hakkını verecek şekilde temizliyor. 


** Ben her gece düzenli olarak kullanıyorum genelde, sadece ilk kullandığım gün birazcık kızarıklık yaratmıştı cildimde, muhtemelen farkında olmadan bastırarak kullandığım için. Ama daha sonra herhangi bir kızarıklık ya da başka bir sıkıntı yaratmadı.

** Bu modelde 2 farklı hız ayarı olmasına rağmen, ben sadece düşük hızda kullanıyorum aldığımdan beri.

** Kendi yaptığı zamanlamasına uymakta başta biraz zorlansam da, alıştıktan sonra oldukça pratik gelmeye başladı. Çene ve alın için 20`şer, yanaklar için 10`ar saniye olarak ayarlanmış. Yani cihazı çalıştırıp çenenize tutuyorsunuz ve 20 saniye sonra bir uyarı veriyor, alnınıza geçiyorsunuz... 1 dakika sonunda da kendiliğinden kapanıyor.


** Clarisonic ile ilgili en önemli nokta; başlığın dönmüyor oluşu sanıyorum. Sadece titreşiyor, dönüyor olsaydı daha kaba ve cilde zarar verecek bir temizlik olurdu. Bu açıdan muadili gibi gözüken ama aslında bir alakası olmayan cihazlardan ayrılıyor. 

** Yüz temizleme jelini cihazın üzerine dökmekten pek hoşlanmıyorum. Fırçanın kılları arasında kayboluyor, ziyan oluyor hissine kapılıyorum. Zaten jel temizleyiciler neyse de; sürekli kullandığım köpük temizleyici (Clinique anti Blemish) iyice verimsiz oluyor. Onun için temizleyiciyi önce elimle yüzüme yayıyorum. 

** Yüzüm zaten ıslak olduğu için fırçayı ekstra ıslatmaya ihtiyaç duymadan kullanıyorum.

** Clarisonic`i makyajımı temizlemek için kullanmıyorum. Makyajımı klasik yöntem ile (Benim için Bioderma Sensibo H2O ) temizliyorum hala. 


** Sarj aletinin minik ve manyetik olmasına bayılıyorum, ayrıca sarjı da oldukça uzun süre gidiyor. Ortalama 20-24 dakika denmiş firma tarafından. Sadece akşamları 1`er dakika kullandığım düşünülürse benim için neredeyse sadece ayda 1defa şarj etmek anlamına geliyor.

** Clarisonic Mia 2 kutusunun içinden standart olarak "hassas cilt fırçası"çıkıyor. Bu fırçaların da 3 ayda 1 defa değiştirilmesi öneriliyor. Ben bu fırçayı yaklaşık 3 aydır kullanıyorum ama hala iyi durumda olduğunu düşündüğümden hemen değiştirmeyeceğim.

** "Gözenek küçültücü", "sivilceli ciltler için" gibi farklı fırça çeşitleri de var. Çok büyük bir fark yaratacaklarını düşünmemekle birlikte, fırçamı değiştireceğim zaman farklı bir modelini alıp denemek istiyorum. 

** Fırçaların temizliğini ise şu şekilde yapıyorum; her kullanımdan sonra mutlaka suya tutuyorum. Günaşırı şekilde de anti bakteriyel sabunla şöyle bir temizleyip suya tutuyorum. Bu temizliği; fırça başlığını çıkartmadan, cihazın üzerindeyken yapıyorum, cihazın suya dayanıklı, duşta kullanılabilir olduğu söyleniyor. Ben yine de temkinli davranıp cihazı fazla ıslatmamaya çalışıyorum. 

** Fırça temizliğini üzerinde yapıyorum çünkü, başlığı çıkartıp takmak bana pek pratik gelmiyor. Yalnız bu sefer de cihazı ve dolayısı ile fırçasını kuruması için banyoda bıraktığımda, ertesi akşam hala nemli olması gibi sorunlar da olabiliyor. Bu yüzden elimden bırakmadan önce üzerindeki fazla suyu uzaklaştırıyorum. 

** Kullandıktan sonra hiç suya tutmadan kapağını kapatmak, sadece birkaç günde bir yıkamak da bir çözüm olabilir, genelde öyle mi kullanılıyor bilmiyorum ama ben her kullanımdan sonra suya tutmazsam içim rahat etmiyor.

** Kutunun içerisinden çıkan Clarisonic temizleme jelini ise hiç kullanmadım, öylece duruyor. 


Ve gelelim cildimde gözlemlediğim değişikliklere; 

** Öncelikle yağlı ve sivilceye meyilli bir cildim var, cildimde sivilce olduğu dönemlerde direk üzerine uygulamaya çekinsem de, bir zararını görmedim. (Hiç bastırmadan uyguluyorum, aksi halde leke oluşumunu arttırabilir ya da sivilcenin çevreye yayılmasını kolaylaştırabilir) Hatta ben de sivilcenin geçme süresini hızlandırmak gibi de bir etkisi oluyor. Yani deri altında bir şişlik/yağ birikintisi olduğunda onun daha çabuk yüzeye çıkmasını ve dolayısı ile daha çabuk geçmesini sağladığını gözlemledim birkaç sefer çok net şekilde.

** Bunun dışında siyah noktalarımda ciddi bir azalma gözlemledim. Sadece cihazı burnuma tutamıyorum, inanılmaz huylandırıyor, o yüzden burnumdakilere bir faydası olmadı. 

** "Cilt daha iyi temizlendiği için, sonrasında kullanılan kremleri, serumları daha iyi emiyor" deniyor. Doğrudur muhtemelen ama ben "evet bu krem şimdi çok daha fazla işe yarıyor" gibi net bir gözlem yapamadım.

** Clarisonic`i kullanmaya başladığımdan beri cildimin genel olarak daha sağlıklı, daha aydınlık. Daha az sivilce ve daha az siyah nokta problemi yaşıyorum. Bu etki şüphesiz cihazın cildi güzel temizlemesinden, arındırmasından kaynaklanıyor. Bunun yanında sonrasında kullanılan ürünlerin cilt tarafından daha iyi emilmesinin de dolaylı etkisi oluyordur diye düşünüyorum. 


Sonuç olarak; aldığıma kesinlikle pişman olmadığım bir ürün. Cildim muhteşem oldu mu? Hayır olmadı ama eskiye kıyasla daha iyi olduğu kesin. Yüksek rakamlı bir ürün olduğundan "kesin alın" demek yanlış olur belki ama bir şekilde bütçe ayırmaya çalışın derim. Hele ki tanesi 70- 80 lira olan makyaj malzemelerine, cilt bakım ürünlerine bütçe ayırabiliyorsanız, sene içinde birkaç üründen tasarruf edip Clarisonic ` e yönelmeniz daha mantıklı olacak ve uzun vadede yarar getirecektir diye düşünüyorum. 

Nars // Light Reflecting Powder // Işığı Yansıtan Pudra

$
0
0
Nars Light Reflecting Powder, 7g, 105TL


Son zamanların en popüler makyaj ürünlerinden bir tanesiydi hatırlarsınız. Benim de o şekilde aklıma düşmüştü. Oldukça fazla övgü alan bu pudrayı hiç düşünmeden sepete atmıştım. 


Böyle hoş bir kese içerisinden çıkıyor ürün, ince bir süngeri, kılıfın içerisinde sünger için de ayrı bir gözü var. Normalde süngeri ile kullanmayı tercih etmediğimden, dokunmamıştım ama fotoğrafları çekerken fark ettim, gayet yumuşak ve kullanılabilir bir süngermiş.



Ürün 7 gramlık bir ambalajda, daha büyük olabilirmiş, çünkü çabuk tükeniyor.
Muhtemelen daha önce de okumuşsunuzdur ama beyaz, tebeşir sertliğinde ve hissiyatında bir ürün.



*Dokunulduğunda birazcık sert ve sanki yüze aktarması zor olacakmış gibi bir hissiyat verse de, birkaç fırça darbesiyle gayet kolay uygulanıyor ve anında cilde güzel bir aydınlık veriyor.

*Simli ya da aşırı parlak değil. Aşağıda kolumda gördüğünüz; fotoğraf için biraz fazla uygulanmış hali. Yüzünüze biraz daha dağıttığınızda oldukça hoş gözüküyor.

*Bu pudranın fotoğraflarda ayrıca güzel çıktığı söyleniyor ama onu test etme şansım olmadı henüz.

*Yağlanmayı geciktirmek, parlamayı önlemek gibi, standart pudranın işlevlerini pek yerine getiremiyor. 

*Yağlı ciltli biri olarak oldukça rahat kullandım. Genelde mat fondötenler tercih ettiğim için, ekstra pudra gereksinimi duymam çok fazla. Bu ürün mat fondötenin bıraktığı donukluğu kırmak açısından da hoş oluyor.


Özet olarak verdiği yerinde ve sağlıklı aydınlık hissini sevdiğim, bittiğinde koşa koşa olmasa da, uygun bir fırsatta yenileyeceğim bir ürün oldu benim için.  İçeriğini merak edenler için de, aşağıdaki gibi ; 




Chanel // Krem Allık // Inspiration 64

$
0
0
Chanel Krem Allık... Yine bir yerlerde yazısına rastlamış olma ihtimaliniz çok yüksek olan popüler ürünlerden bir tanesi. Bu popülarite cidden ilginç bir olgu. Çok sık olmamakla birlikte beni de alıyor rüzgarına arada...


Övülmelere, bayılmalara dayanamayıp aldığım ilk Chanel ürünüm kendisi. Gördüğünüz gibi minicik bir ürün. Sadece 2.5 gram. "Buçuk" nedir yani insan onu "3" yapar! "Neyse" dedim, "Bu kadar methediliyorsa vardır mutlaka bir hikmeti, nelere vermedik ki para, buna da verelim."


**Plastik ambalajında ekstra kaliteli bir durum yok ama kadife kesesi şık, güzel hissettiriyor. 


** Chanel Krem allıkların 4 rengi mevcut, bendeki 64 numara Inspiration

**Bana göre en risksiz renk, çoğu zaman, çoğu tende hoş duracak tatlı bir pembe
**Kalan 3 rengi de çok güzel bu arada. Hepsi de alınabilecek renkler.


** Yapısı da övüldüğü kadar var; garip kadifemsi bir yumuşaklığı var. Çoğu krem allık gibi ıslak ya da yağlı değil. Krem gibi de değil, tanımlayamadığım şekilde toz allığı kedifemsi bir yapıya sokmuşlar gibi.


**Inspiration renginin benim tenimde duruşu bu; yoğun sürülmüş ve biraz hafifletilmiş hali bu şekilde.
**Herhangi bir ışıltı içermiyor, mat bir ürün.
**Yapısından dolayı, sürdükten sonra herhangi bir ıslaklık, ağırlık, yapışkanlık vs yok tabii ki


** Kalıcılık konusunda benim tenim de çok başarılı olamadı ama maalesef (Yağlı cildim var)

**Ortalama bir allıktan biraz da fazla belki, ama o kadar. Sabah sürüyorum akşama kadar kalıyor gibi bir durum yok. 

**Hangi cilt tipine, hangi ürünün üzerine uygulandığı da önemlidir mutlaka kalıcılık konusunda ama "çok kalıcı olacak" gibi bir beklentiyi karşılamama ihtimali var yani.

** Özet olarak; kullanım sırasındaki hissiyat çok hoş, renklerini de çok güzel verdiği için, toz allıklara kıyasla daha canlı duruyor rengi.

**Sahip olmaktan ve özel zamanlarda kullanmaktan mutlu olsam da, uğruna ayılıp bayıldığım bir ürün olmadı...

** Bu bittiğinde, bir buhran anında farklı bir rengini de alma ihtimalim büyük! İnsanoğlu işte :)

[Fiyatını tam hatırlayamasamda 105-110TL civarındaydı sanki ve Sephora tüm ürünlere de hatırı sayılır bir miktar zam yapmıştı sanki geçen hafta...]


Gelin Saçı, Gelin Makyajı Vol 2

$
0
0
Slm :)

Yaklaşık 10 gündür buralarda değildim, 1,5 senedir iple çektiğim tatilimdi aslında bu 10 gün ama içine bir de düğün sıkıştırınca pek bir şey anlamadım. Kısaca özet geçmem gerekirse; aslında Mayıs başında evlenmiştik! Antalya`da tam gönlüme göre nikah + küçük bir kokteyl yapmıştık. Gelin saçı ve makyajı konusundaki seçimlerimi bu yazıda anlatmıştım. 

Gelgelelim erkek tarafı Antalya`ya oldukça uzak olunca ve sevgili(!) kocam ille de düğün isterim diye tutturunca; düğün salonu bulalım, ramazan geçsin, bayram geçsin derken, evlendikten 3 ay sonra hiç bilmediğim bir küçük bir Karadeniz şehrinde düğün yaparken buldum kendimi. Değil tutulan düğün salonunu, kuaförü görmek, Karadeniz bölgesini bile ilk defa gördüğüm düşünülünce, benim için cidden çok sancılı bir süreç oldu.

Tabii, eşimin geniiiiş ailesinin aksine benim küçük bir ailede büyümüş olmam, biz bayram sofrasında bile maksimum 10 kişi olurken, onların standart bir haftasonu buluşmasında 25 kişi falan olmaları [artık düğünden 1 gece önce evdeki kalabalığı siz tahmin edin), düğünlerden hiç hoşlanmayan, kardeşinin sünnet düğününde bile oynamamış olan, zaten oynamayı bir türlü beceremeyen, el öpmekten hiç haz etmeyen, pek de sıcak kanlı sayılmayan biri olmam gibi faktörlerde vardı...

Gelelim yine bana tamamen sürpriz olan gelin saçı ve makyajı kısmına. Bir kere; kuaförde "kendini bana bırakacaksın, ben en güzelini yaparım" gibi bir anlayış vardı ki daha en baştan beni gıcık etti. "Koyunun olmadığı yerde keçiye..." anlayışıyla kendilerini çok iyi sanıyorlardı ve oldukça da yüksek fiyatlar biçmişler sanırım. Kullandıkları 3-4 parça Mac ve Kyrolan ürünü vardı, iyi güzel de inanılmaz kirli şekildeydiler. Aynı süngeri sürekli herkesin yüzüne değdirip duruyorlardı. Makyaj fırçaları da yoktu zaten, göz makyajını da parmaklarıyla yapıyorlardı. [Bu arada yanlış anlaşılmasın, kuaför konusunda hassas olacağımı tahmin eden erkek tarafı şehrin iyi diye bilinen kuaförünü ayarlamış] Ben bunları görünce, kendi malzemelerimi kullanmak istedim. Daha doğrusu ben en başta, makyajımı kendim yapmak istediğimi söyledim ama "yok olmaz, biz yapalım, kayınvaliden o kadar özendi" falan filan deyip ikna ettiler beni. Ben de "peki ama benim malzemelerimle" dedim o zaman. Benim malzemelerimi kullanmamızla, işler daha da saçma bir hal aldı. Ürünlere alışkın olmadığından, makyajı yapan kişi zorlandı bir kere. Bir de ezberledikleri standart makyajı (fena bir makyaj değildi ama benim için çok koyuydu, ve oraya gelen bütün gelinlere fiks aynısını yapmışlardı) yapamadılar. Ben sürekli müdahale edince, kadın da gittikçe bozulmaya başladı. Birden ukalalık yapan kişi pozisyonuna düştüm. Beğenmediğim şeye de "beğenmedim, olmadı" demeye çekindim. Benimle birlikte gelen arkadaşıma "gelin değişik biraz" falan dediklerini de kuaförden çıktıktan sonra öğrendim. Neyse sonuçta çıkan makyaj idare eder durumdaydı.

Saç konusu da benzer şekilde oldu; Ben saçlarıma sadece kırık fön istediğime, açık ve dalgalı saç istediğime bir türlü ikna edemedim adamı. İlla topuz yapacak. Yok buranın nemi, yok dayanmaz. İyi de arkadaşım ben Antalya`da yaşıyorum normalde, sizden mi öğreneceğim nemi :) [Gülen yüz temsilidir, cidden yazarken bile tekrar sinirlendim] Yok illa kırık fön yapmadı, maşa da karar kıldık/kıldı. Neymiş dalgalar kendini salınca tam benim istediğim gibi olacakmış. Olmadı işte! Maşa benim saçımda durmuyor istediğim gibi. Bir kırık fön çektiremedim. Saçlarım da istediğim gibi olmadı sonuçta. 

Bu sinir harbi sonunda normalde 60 lira olduğunu öğrendiğim hizmete 700 lira gibi bir şey ödendi sanırım. Cidden toplumun dayatmaları beni çileden çıkarıyor. Erkek tarafı, bilmediğim şehir bilmem ne derken mecbur kaldım ama siz siz olun ipleri elinizden bırakmayın. Ne istediğinizden eminseniz, kimseyi dinlemeyin. 

Bu tarz maceralardan sonra pek de ısınamadığım Karadeniz`den sonra kendimi Akdeniz`e attım tabii... Bu yazıyı yazayım mı, yoksa hafızamdan direk sileyim mi kararsızdım, belli olmaz yine de birkaç gün içinde silebilirim... Yazımı güzel anıların fotoğrafları ile sonlandırmak istiyorum yine de...




Marvis + Oral B Şarjlı Diş Fırçası

$
0
0
Marvis Aquatic Mint Diş Macunu, 75ml, 21TL

Marvis diş macunlarını uzun süredir denemek istiyordum. Standart diş macunu çeşitlerine göre çok daha farklı çeşitleri ve harika ambalajları ile oldukça dikkatimi çekiyorlardı. Fiyatı yüksek geldiği için bir süre karşı koysam da, geçenlerde Lilakutu`dan büyük boyunu sipariş verdim. (75ml)  Risksiz olması açısından da "Aquatic Mint" olanını seçtim.


Ambalajına ve renklerine diyecek bir şeyim yok, çok hoş gözüküyor. Tadı da keskin bir nane tadı. Rahatsız edici değil, aksine oldukça ferahlatıcı. Genelde beğendiğim Colgate`lerden daha fazla ferahlık sağlıyor kullanım sırasında. 

Gel geleleim; bu diş macununu kullanmaya başladıktan birkaç gün sonra, dilimin ön kısmında anlam veremediğim bir yanma/acıma hissetmeye başladım. Görünürde bir şey yok ama gün içinde hiç geçmeyen, bir süre sonra yediklerimden aldığım tadı bile azaltacak boyuta gelen bir rahatsızlık hissi oldu. 

Artık doktora gitmeyi düşünüyordum ki; bu hissiyatın başlangıcının, diş macunu kullanmaya başlamam ile tam denk geldiğini fark ettim. Fazla ihtimal vermesem de, Marvis`i kullanmayı bıraktım. Birkaç gün içinde iyice azaldı ve geçme aşamasına geldi yanma hissi. 

İkinci bir şans daha verip sadece tek sefer daha fırçaladım dişlerimi ve hoop aynı anda dilimdeki yanma tekrar başladı. Gerçekten diş macunundan kaynaklı olduğunu ummuyordum ama 2. deneme ile çok bariz oldu. İçeriğindeki bir şeye mi alerjimi oldu nedir bilemiyorum ama cidden şaşırdım. 

Böylece Marvis dosyası benim için kapanmış oldu, başka çeşitlerini de deneyeceğimi sanmıyorum. Böyle olumsuz bir durum olmasaydı da yorumum "büyük ihtimalle bir daha almam" olacaktı. Bende yarattığı olumsuz durumdan bağımsız olarak  baktığımda, diğer macunlara nispeten küçük ambalajı ve yüksek fiyatına değecek bir fark göremedim.


Bu macunla ilgili bu tarz olumsuz bir durum yaşayan var mı çok merak ediyorum gerçekten, özellikle bu çeşidini denediyseniz lütfen yorum yazın.


Ve gelelim Oral B Şarjlı diş fırçasına; kendisi benim yıllardır kullandığım ve vazgeçemediğim bir ürün. Kutusu, saklama kabı, şarj cihazı vs. ile birlikte daha ayrıntılı bir yazı yazmak istiyorum ama burada hazır görsellere girmişken azıcık değinmeden geçemeyeceğim.

Daha önce Oral B`nin pilli modelini ve pembeden bir önceki şarjlı modelini de kullandım uzun süre. Öncelikle 3`ü de normal fırçadan çok daha iyi temizliyor ve diş fırçalama olayına keyif katıyor bunu belirtmeliyim. Bu fırçalara alıştıktan sonra, 1-2 günlüğüne bile olsa normal fırça kullanmak istemedim yıllardır. 

Pilli versiyonu, sarjlılara göre daha kullanışsız. Sürekli bir pil bitme ve yedekleme durumu hoşuma gitmiyordu. Performans olarak da şarjlıların bir tık daha iyi olduğunu düşünüyorum. Pembenin bir önceki versiyonu olan şarjlı ile yeni versiyon şarjlı arasında performan olarak bir fark yok. Eski versiyonu 30-40TL civarında satılırken, yeni versiyonu 60-70TL civarında satılıyor. Bu fiyata karşılık rengi pembe, üzerinde şarj göstergesi mevcut,1 dk. sonunda titreşimli uyarı veriyor ve güzel bir taşıma kutusu var.

Şarj aletleri minik, şarjları yeterli miktarda gidiyor. Ortalama 8-9 günde 1 defa şarj etmek yeterli oluyor. Bana göre hiç bir dezavantajı yok, belki yedek başlıklarının cihaza oranla pahalı olması sayılabilir. 2`li başlıkları 30 TL civarında oluyor. Bu şekilde 1 paket aldığınızda 1 yıla yakın bir süre kullanılıyor ama.

Benim asla vazgeçmeyeceğim ürünlerden bir tanesi, kesinlikle tavsiye ediyorum...

Solait // Güneş Kremi ve After Sun

$
0
0

Watsons`ın bir süre önce bloglara hediye olarak göndermesinden mütevellit son zamanlarda sıkça görmüş ve sıkılmış olabilirsiniz ama ben de tatilden yeni dönmüş ve ürünler de beklentimin üzerinde çıkmışken yazmak istedim. 

Solait Nemlendiricili Güneş Sonrası Spreyi


**Oldukça sıvı kıvamlı, hafif kokulu ve üzerinde yazdığı gibi yağlı hissiyat bırakmayan bir ürün.

**Güneş sonrası kullandığımda cildimi rahatlattı, iyi hissettirdi ama zaten güneş koruması da kullandığım için herhangi bir yanık durumu oluşmamıştı. Yani güneş yanıklarında kullanılacak bir ürün değil kesinlikle. 


** Belli belirsiz olsa da kıvamını fotoğraftan görebilirsiniz. Kıvamı dolayısı ile hafif olmasını, çok kolay emilmesini ve sürülmesini ben çok sevdim ama bu sebepten nemlendirmesi sınırlı. 

**Benim gibi kışın bile nemlendirici ile pek arası olmayan kişiler oldukça sevecektir ama kuru ciltli kişiler, yoğun kremleri sevenler yetersiz bulabilir.

Resim yazısı ekle

**Ürünün içeriği bu şekilde
** Crueltyfree olması yani hayvanlar üzerinde test edilmiyor oluşu ve 
**spreyli ambalajı ayrınca artı yönleri.

Solait 50 SPF Yüz Güneş Kremi

Çok fazla beklentim olmamasına rağmen, yine beğendim bir ürün oldu bu güneş kremi de.
** SPF 50 gibi yüksek bir koruması ve UVA UVB filtrelerin olması
** "Mattifying" ibaresini doğrulayacak şekilde cildimi yağlandırmaması (yağlı cilde sahibim) 
**Kolay dağılması ve bayaz kalıntı bırakmaması  hoşuma gitti. 


**Kıvamı ve içeriği de bu şekilde;


Genellikle bilmediğim markalara pek yönelmemek gibi bir alışkanlığım var, bazen de ön yargıya dönüşebiliyor. Bu ürünler için o şekilde oldu. Baştan "hımm" desem de, denedikten sonra ikisini de beğendim. Özellikle after sun spreyi daha da çok beğendim. Bu sene için tatil faslını kapattık ama yine de duş sonrası nemlendirici olarak kullanmaya devam edeceğim onu. 

**Gönderim için Watsons Türkiye`ye teşekkürler**


ELCA Store // Ağustos 2014

$
0
0
ELCA Store; Clinique, Bobbi Brown, Mac, Estee Lauder gibi gibi bir sürü sevdiğim markayı tek çatı altında toplayan şirketin outlet kozmetik satış mağazası bildiğiniz üzere. Sadece hafta içi açık olduğundan, gitmek her zaman mümkün olmuyor. Bu hafta imkanım olunca, 1 günümü burada değerlendirmek istedim. Alınabilecek oldukça fazla şey vardı şansıma ama hem benim hem de eşimin parfüm ihtiyacı olunca, makyaj malzemelerine pek yer kalmadı.



Tommy Hifiger Brights EDT, 100ml, 79 TL 

DKNY Tart Key Lime EDP, 50ml, 69TL

Parfüm seçeneği oldukça fazlaydı hatta Jo Malone parfümler de mevcuttu. Ben daha aşına olduklarımdan seçim yaptım. Outlet mağaza olmasından ötürü, parfümlerin ağırlaşmış olabileceği de geldi aklıma ama öyle bir sıkıntı çıkmadı açtığım paketlerde. 2 parfümün de kullanım sürelerini kontrol ettim, 1 yıldan fazla ömürleri vardı sanırım.


Estee Lauder Double Wear Light Fondöten, 30 ml, 70TL
EL`ın double wear`ını çok beğeniyorum. Light olan versiyonunu da denemek istiyordum ne zamandır. Normal satış fiyatı 130TL civarındaydı yanlış hatırlamıyorsam. Kendime uygun bir renk de bulunca hemen aldım.

Clinique Anti Blemish Fondöten, 30ml, 60TL
Bu da çok beğendiğim ve birkaç kutu bitirdiğim fondötenlerden. Zaten ilk tanışmam da bir önce ELCA Store alışverişimde olmuş. Piyasada 90TL, Estee`ye kıyasla çok uygun sayılmaz ama mağazada genel olarak Clinique`lerin fiyatları böyle. Piyasa fiyatlarından %30 daha uygun gibi. Diğer markalar %40 hatta %50 indirimli gibi ama Clinique ürünlerinde çeşit daha fazla oluyor. Örneğin cilt bakım ürünlerinin hemen hepsi mevcuttu. MAkyaj malzemesinden ziyade, cilt bakım ürünü yedeklemek için de ayrıca gidilmeli.


MAC Mineralize Göz Farı, Thunder&Rain, 20 TL
Son anda öylesine sepete attığım bir üründü ama renklerine bayıldım, bunun haricinde MAC standında Stroke of Midnight koleksiyonunun hemen hemen tüm parçaları vardı. Aklımda kalan yüz paletleri 70TL`ydi. Diğer setleri de 60-80TL arasındaydı. Koleksiyon ürünleri haricinde alınacak bir şey yoktu MAC`den.


Bobbi Brown`da ise birkaç çeşit fondöten, renkli nemlendirici, CC krem, ruj ve allık çeşitleri vardı. Ama indirimli fiyatları bile bana fazla geliyor açıkçası. Öyle olunca çok emin olmadığım ürünleri almaya gitmedi pek elim. Rujlar, allıklar 53TL, kremler ve fondötenler 80-90TL civarındaydı.

Mağaza hakkında daha detaylı bilgiyi ve nasıl gidilir konusunu da bir önceki alışveriş yazımda yazmıştım, buradan okuyabilirsiniz.

PS: Bir önceki gidişimde neler almışım diye ben de baktım eski yazıya da, aldıklarımın içinde sadece fondöteni kullanmışım :/ Bu sefer fazla dağılmadan tam kullanacağım şeyler almakla iyi yapmışım. Bu mağazada en zor olanı; "nası olsa uygun" ya da "bir daha kim bilir ne zaman gelirim" iç seslerini bastırmak sanırım :)

Bioderma Photoderm Bronz Spray

$
0
0
Bioderma Photoderm Bronz Spray SPF 30


Eylül ayı gelmiş, benim bulunduğum yer çoktan sonbahar havasına teslim olmuş olsa da eminim canım Akdenizimde, Egemde hala güneş var. Kış gelmeden biraz daha bronzlaşmak için de hala vakit var.  

Geçen yıllarda her yerime deli gibi SPF50 kremler sürüp broznlaşmaktan kaçınmamın aksine, bu spreyi oldukça severek kullandım bu yaz. 


** Güneş ürünlerinde ürünün güvenirliğinden sonra en önemli nokta sprey şeklinde olması bence. Krem ürünler hadi bir derece ama yağ şeklindeki ürünler dökmeli ambalajlarda çok zor kullanılıyor. O yüzden sprey kapak büyük avantaj. 

** Bu ürünün dikkat çeken bir diğer özelliği ise vücuda, saçlara ve yüze aynı anda kullanılabiliyor olması!! Ben yağlı ve sorunlu bir cilde sahip olduğumdan dolayı yüzüme kullanmaya cesaret edemedim açıkçası. Saçım için de aklıma gelmedi itiraf etmem gerekirse, keşke deneseymişim.  


** Bioderma Photoderm Bronz Sprey, SPF 30 güneş koruması içeriyor. Ürünü sürüp saatlerce güneşlenmedim ama kısa süreli güneşlenmelerimde, tüm gün havuz deniz kenarında, Antalya güneşinde ortalıkta dolaşmalarımda her hangi bir yanık oluşmadı vücudumda. Güneş sonrası hassasiyet bile çok az oldu. Havuza, denize girip çıktıktan sonra yeniledim mutlaka. Sağladığı broznluk ise normal standartlardaydı.

** Ürünün kıvamı da hafif bir yağ şeklinde, yukarıda gördüğünüz fotoğraftaki ilk sıkılmış hali. Hafif bir ovalamayla aşağıdaki fotoğraftaki gibi emiliyor. Yani plajda yağlı güreşçi gibi dolaşmanıza gerek yok. 


** Parfüm, paraben ve alkol içermediği belirtilmiş. 

Özetle çok yüksek güneş korumalarına ihtiyaç duymayan ve aşırı bronzluk peşinde olmayanların seveceği bir ürün diye düşünüyorum. 

***Ürün Bioderma Türkiye tarafından denemem için gönderilmiştir. 


Schwarzkopf Got2b Kuru Şampuan

$
0
0
Schwarzkopf Got2b Kuru Şampuan 


Kuru şampuan olayına ilk başta hiç sıcak bakmamıştım, "git yıka, o ne öyle, iğrenç" bile dediğimi hatırlıyorum içimden :p ama 1-2 defa deneyince öyle olmadı tabi! 

Aslında eski bir lilakutu alışverişimde Tonny&Guy`ın kuru şampuanı hediye olarak gelmeseydi yine de özellikle alacağım bir şey değildi. Onu deneyip sevince, bazı zamanlar gerçekten kurtarıcı olduğunu fark edince, özellikle son kullandığım şampuan saçımı 1 günde yağlandırmaya başlayınca! yeniden almak istedim. 

Got2b markasının kuru şampuanının normal satış fiyatı 16-17 lira civarında. Ben bir Watsons kampanyası ile 4-5 liraya almıştım. (Hani şu kasada olan, şu kadarlık alışverişe şu kadar kampanyalarından) İyi ki de öyle yapmışım çünkü bu şampuanı başarılı bulmadım.


Şişe tasarımı oldukça hoşuma gitmişti, normal fiyatı da çok ucuz olmadığından, belli bir beklenti içinde almıştım ama hayal kırıklığına uğrattı.


25-30 cm mesafeden sıktığımda çok bariz bir beyaz tabaka bırakıyor. Daha sonra o tabakayı dağıtmakta da oldukça zorlanıyorum. Zaten uzun uzun uğraşmak istediğim bir işlem değil, hemen 1 dakikada pratik olsun diye yapmak istediğim bir işlem ama olmuyor! Zaten yağlı görünen ve sönük olan saça daha da fazla dokunmak mantıklı değil.

Biraz daha uzaktan sıktığımda, beyaz kalıntı daha az oluyor ama yakından sıktığımda bile çok beğenmediğim yağlı görünümü saklama etkisi daha da azalıyor. Beyaz tabaka oluşumunu göze alıp, yakından sıkıp, zar zor o tabakayı dağıttıktan sonra ki görünüm "eh işte" statüsünde benim için.


Daha önce Tonny&Guy`dan başka kuru şampuan denemediğim için sadece onunla kıyaslayabiliyorum. Bu kıyaslama da Tonny&Guy`ı daha başarılı buldum. Daha uygun fiyatlı kuru şampuanları denemedim, onlara göre durum nasıl bilemiyorum.

Bu markaya ait başka bir saç ürünü da almıştım, onun da hiç bir etkisini göremedim. Genel olarak mı ürünler başarısız, bana mı böyle denk geldi bilemiyorum. Siz denediniz mi?

Blog Satışı // Nars, illamasque ve Clinique

$
0
0
Bir süredir çekmecede sıra bekleyen ürünlerdi ama ani bir kararla yine satış yapmaya karar verdim. 


**Ürünlerin hepsi 2-3 sefer kullanıldı**

1. Illamasque Krem Allık / Rude Rengi;
[Krem allıkları (Chanel hariç) çok kullanamadığım için satıyorum, sephora.com`dan alınmıştı]
Bu allığın yazısını yazmamışım mercan tonlarında ama tam rengine google`dan bakabilirsiniz.
40TL


2.Clinique Blended Face Transparan Pudra 04 Numara 
[Elimdeki pudralardan sıra gelmediği için satıyorum]
35 gr, yanında minik uygulama fırçası var
60TL


3.NARS New York Set`in yüz paleti. 
[Laguna ve çok benzer tonda allıktan diğer Nars Paletimde de olduğu için satıyorum. narscosmetics.com`dan alınmıştı]
Amour allık (4,5gram),  Laguna Bronzer (5gram) ve 4 tane fardan oluşuyor. Allık ve bronzerın orjinal boyutları 7gram mıydı tam hatırlamıyorum ama paletin içindekiler de oldukça kullanışlı boylarda.
Renkleri için şu yazıma bakabilirsiniz.
60TL 


**Ödemeyi sadece havale/eft yolu ile kabul ediyorum**
**Kargo alıcıya ait**


**Lütfen kesin kararınızı verdikten sonra iletişime geçiniz, aksi halde "birkaç gün içinde yatıracağım" deyip vazgeçildiğinde, almak isteyen diğer kişilere olumsuz yanıt vermiş oluyorum, yazı da güncelliğini yitirmiş oluyor bu arada**

**Bugün, bloga koymak üzere ayrıntılı fotoğraf çekecek imkanım olmadığından genel bir fotoğraf paylaştım ama isteyene mail yolu ile telefondan daha yakın fotoğraf çekip gönderebilirim**

modamasallari@hotmail.com



Yurtdışı Alışveriş // feelunique.com

$
0
0
Yurt dışı sitelerinden alışveriş yapmaktan oldukça zevk alıyorum, gerçi artık eskisi kadar yapmıyorum ama son yaptığım alışveriş feelunique.com adresindendi.  Böylece bu siteden yaptığım 3. alışveriş oldu. Çok fazla ürün seçeneği olan bir site değil fakat Türkiye`ye ücretsiz gönderim seçeneği olduğu için arada girip baktığım bir yer. 


Bu alışverişi 26 Haziran`da yapmıştım. Ödediğim tutar ise 38 $`dı. Kargonun bana ulaşma süresi oldukça geç oldu. Verdikleri standart teslimat süresi 15 gün civarında. Ücretsiz kargo olduğu için kargo takip numarası da olmuyor maalesef. Siparişimin üzerinden 20 gün kadar geçtiğinde mail atıp sorduğumda, bir süre daha beklememi, 30 gün sonunda kayıp sayılacağını ve ancak o zaman işlem yapabileceklerini söylediler. Arada ben de unutum biraz geç geri dönüş yaptım, tarih iyice ilerledi ama sonuçta 30 gün geçtiği ve ürünüm hala ulaşmadığı için tekrar gönderim yaptılar. 2. gönderim 15 günde elime ulaştı. 

Açıkçası ben bu gelen ürünlerin bizim PTT`de kaybolduğunu düşünüyorum. Kimi yerlerdeki ptt`ler düzgün çalışırken, kimi bölgeler oldukça sorunlu çalışıyor. Antalya`daki adresime 1-2 sene boyunca her aldığım yurt dışı alışverişi sorunsuz ve zamanında gelirken, şu an olduğum yerde de tam tersine sorunsuz gelen ürünüm olmadı. 


Burt`s Bees markasını oldukça beğeniyorum. İçerikleri %98-100 arasında doğal olduğundan, mis gibi kokularından ve ambalajlarından olsa gerek. Bu setin içinde vücut peelingi, vücut losyonu, el kremi ve lip balm vardı. Hepsi ballı ürünler. Ben daha önce kremlerden birisini deneyip beğenmiştim ama herkesin sevebileceği bir koku değil sanırım, biraz ağır. Ben çok sevmeme rağmen eşim hoşlanmıyor. 


Setin içindeki ürünlerin hepsi tam boydu yanılmıyorsam, fiyatı da 27$ civarındaydı.


Tangle Teezer taraktan memnun kaldığım için, kapaklı versiyonunu da almak istedim. Kapaksız olan versiyonu boyut olarak bundan daha büyük ama çantaya atıldığında dişleri zarar görüyor. Bu da çanta boyu oldu. 19$`dı.


Fiyatları çok uygun değil ama indirim çeki de kullandığım da, liste fiyatlarından biraz daha uyguna geldiler. Dolar Euro bu kadar yüksek seviyelerdeyken, yurt dışı alışverişinde de artık hiçbir şey çok ucuza gelmiyor sanırım ama yine de arada tercih ediyorum.

Tangle Teezer Vol 2

$
0
0
Tangle Teezer tarakların farklı farklı birkaç versiyonu mevcut. Ben daha önce klasik modelinden alıp memnun kalmıştım. Yazısını da hemen şurada yazmıştım. 


Bu yazıda da kısaca özetlemem gerekirse bu tarakları seviyorum, ama şöyle seviyorum; 
saçları düzleştirmek, elektriklenmesini azaltmak gibi bir durumları yok, çok kaliteli bir malzemeleri de yok. Hatta saçlarım kuru iken kullanmaktan da hoşlanmıyorum. Standart bir fırçaya göre daha kötü performans verdiğini düşünüyorum.

Fakat saçlarım ıslak ya da nemliyken kesinlikle elim başka tarağa gitmiyor. Genellikle her daim, az ya da çok, saç dökülmesi yaşayan bir insan olarak, bu saç kaybının büyük kısmı banyo sonrasında ıslak saçlarımla mücadele ederken oluyor. Orta kalınlıkta, düz ve gür saçlarım var, dalgalı, kıvırcık saçlar için durum daha zor olmalı diye düşünüyorum. İşte bu durumda Tangle Teezer saç kopmalarını en aza indirerek, saçların çok kolay açılıp taranmasını sağlıyor. 


Klasik versiyonunun kapağı yok, o yüzden geçen tatilde çantama attığımda birkaç dişi yamuldu. Kapaklı versiyonu daha kullanışlı olur diye bir tane de ondan aldım. 



Kapaklı versiyonu, klasik olanlara göre biraz daha küçük. İşlevleri aynı, büyük olan evde kullanmak, küçük olan seyahatlerde kullanmak için daha uygun gibi duruyor. Ben 19$`a feelunique.com sitesinden aldım kapaklı olanı. Bildiğim kadarıyla lidyana ve morhipo`da da 50 tl civarına bulunabiliyor. 




Hediye // MAC x Marge Simpsons

$
0
0
Blog fotoğraflarımda olmasa da instagram fotoğraflarımda her türlü çizgi karaktere bayıldığım, çeşit çeşit figür biriktirdiğim belli oluyordur sanırım!

M.A.C. The Simpsons koleksiyonunun da ülkemize gelmesini dört gözle bekliyordum. Online`da satışa çıktıktan 5 dk sonra 2 tane "sideshow you" allığı çoktan almıştım :) Allahtan koleksiyonun diğer parçaları benim için kullanışlı ürünler değildi de, allıkla atlattım. 

Mac The Simpson sideshow you allıklardan birisi bana birisi de size hediye etmek için alındı.Bu sefer her zamanki gibi klasik bir çekiliş değil de Simpsons`lara uygun şekilde biraz daha eğlenceli birşey olsun istedim.

İçinden 16 Simpsons figüründen rastgele biri çıkan Lego paketinden hangi figür çıkacak tahmin edin! Henüz ben de bilmiyorum, video vasıtası ile birlikte açalım ve allık doğru tahmin edene (yada edenler içinden random.org ile belirlenecek birisine) gitsin.

Katılmak isterseniz sizi de instagram hesabıma beklerim. 
@modamasallari 



MAC x Marge Sİmpsons Allık

$
0
0
M.A.C. x The Simpsons koleksiyonu geçen hafta bize de geldi sonunda! Özellikle Simpsons delisi olmasan da genel anlamda her türlü çizgi karakterden hoşlanan bir insanım. Koleksiyonu dört gözle bekliyordum o yüzden. 

Satışa çıkacağını duyduğum gün siteyi 20 kere falan kontrol etmişimdir sanırım :) Sonuçta satışa çıktığı gibi aldım allığımı. Kolesiyonda 2 allık, 2 far paleti, 3 gloss, takma kirpik ve tırnak bandı mevcut, görmüşsünüzdür. Koleksiyonda allık haricindeki ürünler kullanışsız gibi genel olarak. Far paletlerinin fiyatlarını da çok yüksek buldum. Amerika fiyatı olan 44$`a karşılık 165TL gibi bir fiyat biçilmiş bizde. 

Onun dışında glosların kırmızılı rengi oldukça beğenilmiş. Allıkların performansı çok iyi bulunmamış yabancı bloglarda ama fiyatı normal allıklarına kıyasla yüksek olmadığı için, ambalajı için, koleksiyondan alınabilecek en mantıklı ürün olduğu için fazla düşünmeden aldım. 



Allıkların 2 rengi mevcuttu, pembe tonlu olan "Pink Sprinkles" ve benim tercih ettiğim mercan tonlarında olan "Sideshow You" 




Allık 7 gram ve 77TL Ambalaj tatlılığının yanında, standart MAC allık ambalajlarından daha sağlam ve kaliteli gibi geldi bana. İçinde de kocaman bir Marge baskısı var. Saçının olduğu büyük kısımdan kullanılırsa uzun zaman bozulmadan kalabilir baskı.


"Sideshow You" rengi MAC tarafından; açık şeftali, mercan olarak tanımlanmış. Pembeye de kaçan güzel bir mercan. Genellikle her cilt tonuna yakışacağı düşünülüyor. Ben de oldukça sevdim rengini.


Pigmentasyonunu da başarılı buldum, fotoğrafta gördüğünüz, tek hamlede verdiği renkler. Tamamen mat değil  ama mata yakın. Varla yok arası, zor seçilen çok minik ışıltılar içeriyor. 




Koleksiyonun allıkları online`da tükenmiş olarak gözüküyor, mağazalarda durum nedir bilemiyorum ama koleksiyona bir sempatiniz varsa bence kaçırılmayacak bir parça.

Muji // Akrilik Çekmece

$
0
0
Makyaj malzemelerimin düzeni için şu akrilik çekmecelerden çok uzun zamandır istiyordum. Ebay, aliexpress gibi sitelerde bolca olmasına rağmen, yerli sitelerde bir türlü bu modelden bulamadım. Bloglar vasıtası ile haberdar olduğum Muji`ye baktım daha sonra.


En başından beri ilk tercihim Muji değildi çünkü fiyatını biraz yüksek buluyordum. Yabancı sitelerde 20-25$ arasında olmasına rağmen ptt ile sıkıntılı olduğumdan, oradan da almaya gitmedi elim. 

En son arkadaşım bana gelirken, "Bağdat Caddesindeyim bir şey istiyor musun ?" deyince dayanamadım!


3 çekmeceli versiyonunu istedim (90tl). Bunun 5 çekmeceli olanı (140tl`ydi yanlış hatırlamıyorsam), bir de üst üste koyulabilen tek çekmeceleri (50tl) vardı. Tekli olan çekmecelerin yüksekliği biraz daha fazla. Çekmecelerin eni boyu da neredeyse bir dergi kadar.


Fiyatı biraz yüksek bulsam da malzemesini beğendim, oldukça kalın bir malzeme, kolay yıpranmaz gibi gözüküyor. Daha önce ebay`dan aldığım akrilik ruj standının kalitesi ile alakası yok. O çok daha ince uyduruk bir malzeme muji`ye kıyasla.


Çekmecelerimi henüz yerleştirmedim. Haftasonu detaylı bir temizlikten sonra, zevkini çıkartarak, detaylıca yeniden düzenleyeceğim makyaj masamı. Şimdi sadece fotoğraflamak için gelişi güzel malzemeleri doldurdum. 


Haftalık olarak öne çıkmak istediğim ürünleri koyarım diye düşünüyorum. Belki 1 çekmecesini de saatlerime ayırırım. İçindekilerin görünür olması hem şık duruyor hem de pratik. 


Gördüğünüz gibi baya bişeyler aldı, rujlar, rimeller, the balm paletler, narsın allıkları, paletleri rahatlıkla sığdı içine. 


MAC`in Studio fix fluid fondöteni, paint potları ve Estee`nin double wearı gibi biraz daha kalınca olanlar sığmıyor yalnız. Biraz daha kalın makyaj malzemelerini de sığdırmak niyetindeyseniz, tekli versiyonlarına bakmanızda fayda var. Bu arada muji internetten de satış yapıyor, aklınızda olsun!

PS: Bu arada "Muji" Japonca "markasız kalite" anlamına gelen "Mujirushi Ryohin" nin kısaltmasıymış. Bu gereksiz bilgiyi de paylaşmış olayım :) Gerçi saçma bir kısaltma olmuş, sadece markasızı mı kısaltmışlar ? 
Viewing all 502 articles
Browse latest View live