Quantcast
Channel: MODA MASALLARI
Viewing all 502 articles
Browse latest View live

Ducray // Keluals DS Kepek Şampuanı

$
0
0

Ducray Kelual DS şampuan uzunca süredir kepek sorunum için kullandığım ve memnun kaldığım bir üründü. Uzun yıllardır ara ara kepek problemim olmasına rağmen marketten aldığım kepek şampuanları ile kısa sürede önüne geçebildiğim için büyük bir sorun haline gelmemişti hiç. Fakat bir süre önce, bu şampuanlar fayda etmez bir duruma gelince kepek problemim de oldukça can sıkıcı bir hal almaya, saç derim kaşınmaya ve pul pul dökülmeye başlamıştı. Bir dermatologa gitmeliyim artık derken, eczacı bana bu ürünü tavsiye etti ve hemen aldım. 




Ducray Kelual DS Şampuan;
  • tekrarlanan kepek, saç derisindeki kızarıklık, kaşıntı, seboreik dermatit durumları için,
  • başlangıçta birkaç gün aralıklarla
  • daha sonra biraz daha seyrek şekilde kullanılması ve
  • saça uygulandıktan sonra 3dk kadar bekletilmesi öneriliyor.


Ben de tavsiyeye uygun şekilde kullanmaya çalıştım, ilk kullandığım hafta net şekilde sonuç aldım. Şampuanın kokusundan ve köpürmesinden de memnun kaldım. Çünkü bir önce denediğim kepek şampuanı inanılmaz kötü kokuyordu. Bunun dışında saçlarım da gür olduğu için az miktarla köpürmesi benim için önemli. Kullanım sonrası yumuşaklık anlamında da beni tatmin ediyor, herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum.

İnternette kofre şeklinde satılan versiyonunu alıyorum uzun zamandır. 100ml Kelual DS yanında Elution devam şampuanı hediye olarak geliyor. Onu da diğer günlerde kullanıyorum. Elution şampuanın tek başına etkili olduğunu düşünmüyorum ama devam şampuanı olarak ondan da memnun kaldım. Zaten bu şekilde ikili alınca fiyatları da daha uyguna geliyor (45-50TL). 


Tarihi tam net hatırlamamakla birlikte yaklaşık 5 ay falan olmuştur diye düşünüyorum. 100ml`lik şişelerden 4.yü bitirmek üzereyim. Geçtiğimiz aylarda artık bu şampuanı tamamen kesmeyi denediğimde kepek probleminin kısa sürede geri dönmeye başladığını gözlemlediğim için kesemedim ama artık kullanım sıklığımı iyice düşürmeyi planlıyorum.

Benim yaşadığım duruma benzer bir tablo ile kepek problemi yaşayanlara denemelerini öneririm.

Şampuanın içerik listesi de aşağıdaki gibi;
WATER (AQUA) , SODIUM LAURETH SULFATE , PEG-7 GLYCERYL COCOATE , DISTEARYL PHTHALIC ACID AMIDE , POLYSORBATE 20 , COCO-GLUCOSIDE , CICLOPIROX OLAMINE,. LAURYL BETAINE, ACETAMIDE MEA, ZINC PYRITHIONE, CETEARETH-60 MYRISTYL GLYCOL, ACRYLATES/C10-30 ALKYL ACRYLATE CROSSPOLYMER ,DMDM HYDANTOIN,FRAGRANCE (PARFUM), GLYCYRRHETINIC ACID, METHYLISOTHIAZOLINONE , POLYQUATERNIUM-10, SODIUM POLYNAPHTHALENESULFONATE, Paraben-free

Bitenler // Ekim 2017

$
0
0

Bitenler kutum ağzına kadar dolmuş bu ay nasıl olduysa. Yazıyı çok uzatmamak adına bir kısmını bir sonraki posta sakladım, hemen bu ay bitirdiklerimin yorumlarına geçiyorum.

Johnson`s Baby Şampuan; yeşil renkli olan bu versiyonu "kolay tarama" ismi ile geçiyor. Fırçalarımı yıkamak için kullanıyorum ara ara, klasik sarı olan versiyonuna göre biraz daha yumuşak bıraktığını hissediyorum sanki gerçekten.

Garnier Çift Fazlı Misel Su;çıktığı zaman meraktan almıştım ama pek anlaşamadım. Kullanım sonrası hafif yağlı his bırakıyor, durulama ile de geçmiyor o his. Kuru ciltler falan sevebilir belki ama ben yağlıya dönük cildimle hiç alışkın değilim. Bir de yoğun parfüm kokusu var tabii hoşlanmadığım. 

Yves Rocher Duş Jeli; mangolu olan bu versiyonun kokusunu seviyordum, ara ara Yves`in duş jellerinden alıyorum hep zaten. 

Korres Instant Brightining Mask; Yunanistan ganimetlerinden bu maskeden çok ümitli olmama rağmen isminin hakkını fazlasıyla veren bir maskeymiş. Kullandıktan sonra cildi cidden anında ve çok güzel beyazlatıyor/aydınlatıyor. Bu bitince hemen yenisini istedim Yunaistan`a giden bir arkadaştan. 

La Roche Posay Cicaplast Baume B5; tahriş olmuş ciltler için onarıcı özelliği ile lanse ediliyor. Çok kayda değer onarıcı bir özelliğini gözlemleyemedim ama yine de ara ara kullanıyorum. Özellikle soğuk zamanlarda el kremi olarak vs. Bir minik boyunu bir de daha büyük boyunu kullanıp bitirmişim.



Maybelline Lip & Cheek Balm; bu daha bize gelmeden yurt dışından almıştım, çok tatlı gözüküyordu ama çok gereksiz bir ürünmüş :/ Sözde hem allık hem de lip balm niyetine kullanılacaktı ama allık olarak kullanmaya hiç uygun değil. Lip balm olarak da pek bir meziyeti yok.

 Burt`s Bees Bee Wax El Kremi; her dakika değil de ara ara kullanılabilecek yoğun yapılı bir kremdi ama kokusu da biraz ağır ve değişikti. O yüzden tekrar almayı düşünmüyorum.


Fraternikus Kolonyalı Mendil; tekli paketlerde farklı aromalarda olan bu mendilleri seviyorum, Eyüp Sabri Tuncer markasınınkileri daha çok beğensem de, Gratis`deki bu marka da iş görüyor.

Eklips Konjac Sunger;çok olmazsa olmaz bir ürün değil ama maskeyi yüzümden temizlerken iyi oluyor. Eklips`inki de uygun fiyatına göre fena değil bence.

Yves Rocher Anti-Chute Dökülme Karşıtı Şampuan; demirbaş artık biliyorsunuz, evde sürekli bulunuyor ve kullanılıyor.

Ducray Elution Kepek Önleyici Devam Şampuanı; kepek konusunda etkili bulduğum Kelual DS şampuanla birlikte kullandığım ve yapısından memnun olduğum bir şampuan. 

Benri Aseton; kendinden süngerli asetonlara alıştıktan sonra bunları kullanmak çok zor geliyor artık. Süngerlilerden de Yves Rocher`ı kullanıyorum bir süredir. 

Estee Lauder Double Wear Fondöten; eski klasiklerden, yüksek kapatıcılık ve ölümüne kalıcılık sunduğu için çekmecede durması insana güven veriyor. Bu bitti ama bir tane daha vardı zaten (pompasını Mac`den ayrıca satın almıştım, onu atmıyorum)

Clinique Mineral Pudra; bir ara almışım ama nedense hiç kullanmamışım. Ağzına kadar da dolu ama üretim tarihinin üzerinden yıllar geçmiş, çöpe gidiyor maalesef.

The Body Shop Çay Ağacı Yağı; sivilceler üzerine lokal olarak uygulayıp hızlı sonuç almak ümidi ile almıştım ama beklediğim etkiyi alamadığımı hatırlıyorum. Alalı da çok zaman oldu yine, 2-3 kere kullanabilmişim, bu da çöpe gidiyor maalesef.

Seche Vita Top Coat; oldukça popüler cilalardan birisi bildiğiniz gibi. Ben de bu minik boyunu denek için almıştım, beğendim ama kıvamı hızlı bozulduğu için yaklaşık yarısı çöpe gidiyor. Fiyatı da makul olmadığı için tekrar almayı düşünmüyorum. Favorim hala Gratis`in NK cilası.

Pot O Miracle Lip Balm; naneli dudak ürünlerinden hiç hoşlanmadığım için bu da ziyan oldu maalesef. Geçen yıldan beridir belki kullanırım diye bekletiyorum ama kullanmayacağıma kanaat getirip atıyorum artık. Boşuna yer kaplamasın. Bana göre oldukça keskin bir nane aroması var, elle sürülmesi de temel eksilerinden birisi. 


Kiehl`s // Boş Ambalajlar, Geri Dönüşüm

$
0
0

Geçtiğimiz gün Instagram`da Kiehs`e boş ambalajlarımı götürdüğümü söyleyince birkaç tane soru geldi. Bu konu ile ilgili blogda da bir post bulunsun dedim ve kısaca özetlemek istedim. 

Bazı markaların geri dönüşüm teşvik programları var biliyorsunuz. Benim ilk aklıma gelenler MAC, Lush ve Kiehl`s. Lush zaten mevzu bahis değil ülkemiz için. Çuvalla para döktüğümüz MAC  de maalesef bu kampanyayı bizim ülkemizde yürütmüyor. 

Kiehl`s de ise böyle bir problem yok, geri dönüşüm kampanyası bizim ülkemizde sorunsuz işliyor. 

Kiehl`s geri dönüşüm  programın ayrıntıları şöyle;

Kullanmış olduğunuz Kiehl`s ürünlerinizin boş ambalajlarını herhangi bir mağazasına götürüyorsunuz. 

Götürdüğünüz 3. ürün paketi için seyahat boy şampuan, 5. ürün paketi için seyahat boy vücut losyonu, 10. ürün paketi için de lip balm (tam boy) alabiliyorsunuz.

Bütün hepsini aynı anda götürmenize gerek yok, çünkü fotoğraftaki gibi küçük yeşil bir kart veriyorlar size. Paketlerinizi götürdükçe üzerini damgalatıyorsunuz. İsterseniz 3 ya da 5 ürünü götürdüğünüzde hediyenizi tek tek alabilir, isterseniz de 10 taneyi bekleyip 3 hediyeyi birden alabilirsiniz.

Ürünlerin karton ambalajının olmasına gerek yok. Sadece tüpü yada şişesi..vs yeterli oluyor. Bildiğim kadarıyla seyahat boy ürün ambalajları dahil değil.

Geri dönüşüm ya da müşteri sadakat programı adı altında olan bu sistemleri ben seviyorum açıkçası. Daha fazla markada görmek çok güzel olurdu.

MAC`in geri dönüşüm sisteminin ayrıntılarından da bahsetmiştim daha önce, okumak isterseniz üzerine tıklamanız yeterli.


Denebunu.com Alışveriş Tecrübem, Kargo Sorunu

$
0
0

Denebunu.com sitesini birçoğunuz biliyorsunuzdur. Bilmeyenler için kısa bir özet vermek gerekirse; belirli aralıklarla size denemeniz ve yorumlamanız için çeşitli numune ürünleri ücretsiz olarak gönderen bir sistem. Sisteme dahil olmak için yapmanız gereken sitelerine girip üye olmak ve kendinize bir profil oluşturmak. Daha sonra da deneme kutuları gönderime açıldığında, siteye girip ücretsiz kutu talebinde bulunmak. Gelen ürünler genelde tek içimlik kahve, tek kullanımlık mayonez, tek kullanımlık şampuan gibi dergi içlerinden çıkanlara benzer numuneler.

Sistemin güzel yanı herhangi bir sosyal medya paylaşımı beklememesi. Size gelen kutu sonrası siteye girerek, anket sistemi ile ürünler hakkında yorumlarınızı bırakıyorsunuz ki böylece daha dürüst kullanıcı yorumları markalara ulaşmış oluyor. 

Bir müşteri gözü ile baktığımda ise sistemin en en sıkıntılı yanı "kargo" aşaması gözüküyor. Bunun yanında müşteri hizmetlerinin geri dönüş yapmaması/ya da çok geç yapması, sitenin ara yüzünün (özellikle adres bilgisi girilen kısmının) sıkıntılı olması gibi birkaç sorun daha beni kendilerinden ciddi derecede soğutmuş durumda. 




Denebunu.com sitesi ile ilgili arama yaptığınızda kargo ile alakalı onlarca şikayet görmek mümkün. Bunun temel nedeni ise bildiğimiz kargo firmaları ile çalışmıyor olmaları. Site "is-mail dağıtım" diye bir şirket ile çalışıyor. Bu şirket 3 büyük şehirde kendisi dağıtım yaparken, İzmir-İstanbul ve Ankara dışındaki şehirler için paketleri bir kargo şirketine devrediyor. Cümle içinde kullanırken sorun yok gibi gözükse de, pratikte sistem hiç de düzgün işlemiyor maalesef. 

Site üzerinden size tanımlanan gönderi numarası ile "is-mail"şirketinden takip yapabiliyorsunuz gibi gözükse de, burada gönderinizin durumu günlerce değişmiyor. Kargoya verildi mi, hangi kargoya verildi ve onun takip numarası ne, ona dair bilgilendirme de mevcut değil. Üstelik şirkete ait bir internet sitesi ve iletişim adresi de yok maalesef. Dolayısı ile beklemekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Büyük şehirlerdeki dağıtımda ise adreste bulunulmaması durumunda sizin gidip teslim almanız gereken noktaların sıklığı/konumu da ayrı bir sorun konusu sanıyorum.

Ücretsiz deneme kutuları bir tarafa ama benim asıl sorun yaşamamın sebebi ücret ödeyip satın aldığım ürünün de bir türlü elime ulaşmaması oldu. Denebunu.com sık sık ücretsiz deneme kutusu açarken ara sıra da "exclusive" adı altında, içindekileri belirtmek sureti ile ücretli kutular satıyor. 

Ben de aşağıda gördüğünüz kutuyu bu şekilde siteden satın almıştım Eylül ayında. 4 parça seyahat boy lamer ürününden oluşan kutu 90TL`ydi. Yukarıda belirttiğim gibi ilk sorunu adres girme aşamasında yaşadım. İş yeri adresi girmek istediğinizde o arayüz bir türlü doğru çalışmadığından ben de mecburen ev adresi girmek durumunda kaldım. 


Ödemeyi yaptıktan yaklaşık 15 gün sonra kutun kargoya verildi mesajı geldi ama üzerinden günler geçmesine rağmen başka bir bilgi gelmedi. İS-MAİL takip numarasına baktığımda "kargoda" gibi yuvarlak bir ibare görülüyor sadece. Ne bu şirketten ne de başka bir şirketten herhangi bir bildirim de almadım bu süre içinde. Bir de dediğim gibi mecburen ev adresimi vermek durumunda kalmıştım ki, gün içinde evde olmadığımdan kargolar zaten sıkıntı. Kargocuların meşhur "biz haber kağıdı bıraktık uçmuştur"unu bilirsiniz. E hangi kargo olduğunu da bilmediğimden-belirtilmediğinden- hepsini arayıp soracak halim de yok. Bu süreç içinde denebunu.com sitesine 2 tane mail attım ve instagramdan da yazarak etiketledim ama bir geri dönüş alamadım.

Ben artık "sağlık olsun, her siteden alışveriş yapmayacakmışsın demek ki" deyip ürünleri gözden çıkartmışken, 10 gün gibi bir sürenin ardından nihayet kargom ulaştı, yaşasın... 

Kutum ulaştıktan birkaç gün sonra ise "teslim edildi gözüküyor ama bunun için doğrulama gerekmektedir, lütfen bizi bilgilendiriniz" gibi anlam veremediğim bir mail aldım siteden. 

Özetle denebunu.com sitesinden gelecek ürünler biraz keyfe keder gibi. Ücretsiz kutuların gelmemesi müşteri için bir kayıp sayılmaz ama ben kendi adıma ücret ödeyerek bir satın alma işlemi yapmam bir daha. Umarım daha düzgün işleyen bir kargo/müşteri ilişkileri sistemi sağlarlar kısa zamanda. 

Black Friday 2017 // Kozmetik İndirimleri

$
0
0

#BlackFriday bizde kendi vatanındaki kadar çılgın geçmese de, firmalar ilgi ve müşteri çekme fırsatını es geçmeyerek iyi kötü indirim yapıyorlar biliyorsunuz. Kozmetik adına denk geldiğim belli başlı indirimler bu şekilde. 

Bir çoğu sırf yaptık demek için yapılmış standart indirimler ama Kozmela`nın Sigma indirimini ve Missha`nın indirimi ihtiyacınız varsa değerlendirin mutlaka. Geriye kalanlar belli zamanlarda tekrarı olan indirimler gibi bence.

Siz ne dersiniz tatmin etti mi ?

Vichy // SPF15 El ve Tırnak Bakım Kremi

$
0
0

Geçtiğimiz yılların aksine bu yıl gelişigüzel bir el kremi almak istemediğim için biraz daha seçici davranmaya çalışıyorum. Şöyle bir düşününce yüzüme her marka kremi gelişi güzel sürmediğimi, ya içeriğine baktığımı ya vaadine baktığımı ya da güvenilir bulduğum belli başlı markalardan seçim yaptığımı ama iş el kremine gelince aynı hassasiyeti göstermediğimi fark ettim. Ve yine üzülerek kabul etmeliyim ki ellerim yaşımdan büyük gösteriyor. 

Vichy Creme Mains & Ongles SPF 15 El ve Tırnak Bakım Kreminin dokusunu, nemlendirmesini ve SPF 15 güneş koruyucu içermesini sevdim. Güneş korumalı el kremleri tek tük oluyor biliyorsunuz. Ayrıca C vitamini ve çeşitli bakım yağları bulundurduğunu da belirtmiş. 

İçeriğinde alkol, mineral yağ (likit parafin) ve paraben bulundurmayan nadir kremlerden olduğu için de paylaşmak istedim. Çünkü geçen haftalarda Gratis`deki her el kreminin içeriğine tek tek bakmış ve bu üçünü barındırmayan bir krem bulamamıştım.




Ürünün ambalajı 40ml ve fiyatı 25-30TL arasında ama ben internette bu şekilde bir kofreye denk gelince çok daha uyguna geldi, bu şekilde satın aldım. 


El kremleri ile alakalı benimkine benzer bir arayışınız varsa Vichy`nin bu el kremini tavsiye ederim.

Bu arada bir yandan da elimde fazlalaık olan yüz kremlerini de el kremi olarak olarak kullanmaya başladım. Fikir annemin "Ben SPF`li yüz kremini elime de sürüyorum, gayet memnunum" demesi üzerine çıkmıştı bana da mantıklı geldi. Tipik bir el kremine göre daha az nem verseler de bu fikri sevdim.

Bitenler // Aralık 2017

$
0
0


Milk Shake Chantilly Hair Cream; kokusu hoş, saçta ağırlık yapmıyor ya da yağlı bir görüntü oluşturmuyor ama çok da kayda değer bir etki yapmış gibi hissetmedim. Tekrar alıp almamak konusunda arada kaldığım bir ürün oldu.

LR Aloe Vera Extra Freshness Diş Macunu; severek kullanıyordum, LR`dan toplu bir sipariş verdiğimde 1-2 tane daha alabilrim.

Ducray Kelual DS Kepek Şampuanı; daha önce yazısını yazmıştım, kepek konusunda en memnun kaldığım ürünlerden birisi hala, yedekli şekilde kullanıyorum uzun zamandır.

Ducray Elution Devam Şampuanı; DS şampuanın devamında (aralarında) kullanılması tavsiye edilen bir şampuan. Şampuan olarak kötü değil ama kepek konusunda tek başına etkili olmuyor.  Fakat diğer şampuan kofre şeklinde daha uyguna geldiği için bu da yanında hediyesi olarak geliyor hep.

Caudalie Instant Detox Mask; pembe renkli değişik bir maskeydi. Yüzü inanılmaz geriyordu, sanki birisi yanlardan tutup derinizi çekiyormuş gibi bir hissiyat yaratıyordu. Bana oldukça konforsuz geldi, sonrasında da kayda değer bir etki hissetmediğim için tam boyunu almam.



Miniso El Kremi; ortalama bir el kremiydi, içeriği pek masum olmadığı için tekrar onu da tekrar almam.

La Mer Misel Su; tek kullanımda bitse de gayet güzeldi ama neticede misel su. Baktım şimdi 200ml`si 360TL`ymiş. O fiyata alma ihtimalim pek yok sanki :)

MAC Haute & Naughty Too Black Maskara; en sevmediklerim birisi oldu, çok ıslaktı ve her defasında bulaştı. 4-5 kullanımdan sonra kullanamayacağıma kanaat getirip kenara ayırdım. Bir yurt dışı seyahatimde B2M`e götürmek üzere saklıyorum.

Bobbi Brown Smokey Eye Maskara; ortalama bulduğum, devamını almayı düşünmediğim ürünlerden birisi oldu yine.

Nars Audacious Maskara; Bobbi`den biraz daha başarılıydı ama yine olmazsa olmaz değildi benim için. Tam boyunu almam.

Lancome La Vie Est Belle Intense; eski versiyonunu 2-3 şişe severek kullanmış sonra sıkılmıştım, yen, versiyonunu denemek isterken bu tester iyi denk geldi ama bana çok yoğun ve ağır geldi maalesef.

Skinfood C Vitaminli Tek Kullanımlık Maske; Gratis`in indirim döneminde almıştım, indirimsiz fiyatı 20TL gibiydi sanki, tek kullanımlık maskeler için bu fiyatı yüksek buluyorum, o yüzden indirimdeyken alıp denemek istedim. Yine çok hoşuma giden bir ürün olmadı, olsa da olur olmasa da olur gibiydi benim için. 


Toni&Guy Kuru Şampuan; eskiden beri severdim bunu aslında ama artık Batiste`leri daha çok seviyorum o yüzden tekrar almam sanırım.

Pantene Köpük Saç Kremi;çok severek kullandım, etkisi çok muazzam değildi ama duşta çok kolay durulanması ve ağırlık yapmaması çok hoşuma gitti. Saçlarımın yoğun döküldüğü dönemde bir de ağır bir saç kremi kullanırsam koparak dökülmesi de artmış oluyor. O yüzden bu saç kreminden de birkaç tane stokladım indirimde.

Cyrene Ultra Soft Misel Su; sevdiğim misel sulardan birisiydi. Gerçi artık temizleme yağlarının rahatlığına iyice alışmış durumdayım, o yüzden misel su tüketimimin azaldı ama tekrar kullanmak istersem alabilirim.

Clinique Anti Blemish Köpük Temizleyici; cildimin yağlı ve sivilceye yatkın olduğu dönemde bana iyi geliyordu. Uzun yıllar kullandım kendisini, 5-6 şişe bitirmişimdir sanırım ama son dönemlerde sivilce sorunu yaşamıyorum bunun yanında cildimde normalde hatta ara ara kurumaya başladı. O yüzden kendisi ile yollarımız burada ayrılıyor gibi duruyor.

Clinique Take the Day Off Göz Makyaj Temizleme Suyu;çift fazlı sulardandı, temizleme performansı ortanın biraz üzerindeydi ve sonrasında bir adım daha temizleme gerektirecek kadar yağlı hissiyat bırakıyordu. O yüzden tekrar almam ama zaten dediğim gibi artık temizleme yağlarını kullanıyorum. Ten makyajı için neyse de, göz makyajı için pamuk ve temizleme ürünü ile işkence yapmışım yıllarca gözlerime. Yağlar çok daha hassas ve iyi bir temizlik sağlıyor. 

Aralık ayının bitenleri de böyleydi, bir sonrakine daha çok cilt bakım ürünü bitirmiş olmayı diliyorum. 

Kiehl`s // Advent Calendar 2017

$
0
0


Bu Advent Calendar olayı her yıl bakıp bakıp iç geçirip, sonra da "aman boşver, ona o kadar para vereceğime gerçekten ihtiyacım olan 2-3 ürünü alırım" diyerek, kıyıp alamadığım ürünlerdendi. Bu yıl da muhtemelen öyle olurdu ama neyse ki eşimden hediye geldi :) İyi ki de gelmiş çünkü bu takvim olayını çok sevdim, hatta içinden çıkan çoğu ürün bildiğim, denediğim ürünler olsa da, açması  kurcalaması çok zevkli oldu. Her yıl gözüme kestirdiğim bir takvimi almayı planlıyorum bundan sonra. 

Kiehl`s in takvimine ve içindekileri gelecek olursak;


Kiehl`s bu yıl bir grafik tasarımcıyla çalışmış ve cıvıl cıvıl, eğlenceli bir ambalaj hazırlamış. Kutusu da kocaman, hem içi hem dışı hem de boyutu göze hitap edecek şekilde olmuş. İçinde çeşitli boylarda 24 farklı ürün var ve fiyatı 309TL. 




İçinden çıkan 24 ürün topluca bu şekilde. Kiehl`s paket içeriğinin 750TL değerinde olduğunu belirtmiş. Şu an online satışta tükenmiş gözüküyor ama mağazalarda ulaşılabilir sanıyorum. 

Ben ürünleri tam boylar, tatmin edici seyahat boylar, biraz daha küçük deneme boylar ve tek kullanımlık poşet testerlar diye kategorilere ayırarak fotoğrafladım;



Takvimin içinden 8 adet seyahat boy ürün çıktı, boyutları ortalama 30ml civarında. 1 şampuan, 1 saç kremi, 1 vücut kremi (Creme de Corps efsane kokuyor) ve 5 cilt bakım ürününden oluşuyor. Boyut itibari ile anlamaya yetecek ama sıkmadan da bitecek, kullanışlı kıvamdalar. 


Tam boy ürünler; 4 adet. El kremi, yüz yıkama jeli, lip balm ve markanın en sevilen avokadolu göz kremi. Bu kısım çok tatmin etti mi derseniz, aslında etmedi. Sanki olabilecek en uygun fiyatlı ürünler seçilmiş gibi geldi bana. Yine de bu 3 ürünün toplam satış fiyatı 250TL civarında yapıyor. 


Bunlar da 5ml-15ml arasında değişen boylarda daha küçük boy ürünler. 1 tanesi göz kremi, 3 tanesi serum, 2 tanesi de nemlendirici gördüğünüz gibi.

Geriye kalan 6 ürün de tek kullanımlık poşet testerlar. Onların fotoğrafını çekmeyi unutmuşum malesef. Tam ürün isimlerine ve boyutlarına şu linkten bakabilirsiniz; Kiehls Advent Calnedar 2017 İçeriği

Özet olarak daha fazla serum ya da hedefe yönelik ürün olabilirdi diye düşünüyorum. Poşet testerların sayısı da daha az olabilirdi. Çünkü zaten Kiehl`s 2-3 ürün alışverişinize bolca poşet tester hatta bu mini boy ürünlerden veren bir marka (en azından benim şimdiye kadar ki bütün alışveriş tecrübelerim bu şekildeydi). 

Yine de 309TL için kötü bir paket değil diye düşünüyorum. Çok çok avantajlı değil ama ederinin de altında değil kesinlikle. Ürün ambalajının ve topluca almış olmanın verdiği mutluluğu da ekleyince alındığına hiç pişman olmadığım ve oldukça mutlu eden bir paket oldu benim için.

"Advent Calendar" olayı hakkında siz ne düşünüyorsunuz ? Aynı anda bir sürü ürünü denemek için güzel fırsat mı yoksa 3-5 deneme ürüne o kadar para vermem mi ?

Gerçi bizde çok yaygın bir durum da değil, çok fazla gelmiyor bu tarz ürünler sanıyorum. Ben bir Kiehl`s de bir de L`occitane`da gördüm bu yıl sanki. Bu yıl tercihimi Kiehl`s den yana kullanmış oldum ama önümüzdeki yıllarda da devamını getirmeyi düşünüyorum 



Yeni Yıl Kararları ♥

$
0
0


Bir yılı daha devirdik, hayırlı olsun. 

2017`nin son günlerinde klasik karar almalar, hedef koymalar vs bir yana ben biraz aklımı boşaltmak istedim ve son hafta hemen hiçbir şeye kafa yormadım, yetişmesi gereken işleri de bir yana bıraktım. Çünkü genelde şöyle oluyor; kafamda bu hafta yapılması gereken 100 birimlik iş oluyor. Ben genelde 5-10 birimini yapabiliyorum ama yapamadığım 90 birimin yorgunluğunu taşıyorum. "Ah yetişmeyecek, tüh bu hafta da olmadı" nidaları havada uçuşuyor. 

Aralığın son haftası zihinsel dinlenmeyle geçince yeni yıl kararları da bu haftaya kaldı. Aslında bir yanım planlı olmayı, hedef koymayı, yapılanlara tik atmayı çok seviyor ama bir yanım da bu planlama ve plana yetişme halinin yorucu olduğu söylüyor. 

Bu yüzden 2018 hedeflerimden ilki;

Daha küçük hedefler koymak, daha gerçekçi planlar yapmak!
Hedefi büyük tutup olmadı diye moral bozmak yerine, olma ihtimali yüksek daha minimal hedefler ile mutlu olmak. Hiçbir işe yetişemiyorum kafasından çıkmak. Gidince evi şöyle bir güzel temizleyeyim değil de, ortalığı bir toplayayım, yarın da süpürge tutarım gibi. Bu ay 3 tane kitap bitireceğim değil de, her gün en az 15dk kitap okuyacağım gibi mesela.


İkinci önemli karar;

Zaman yönetimi!
Sadece yapılacakları yetiştirmek adına değil, daha kaliteli vakit geçirmek adına da önemli bir hamle. Bu noktada işe beni gün içinde en çok oyalayan şeylerin neler olduğunu bulmakla başlıyorum. Hemen hepimize tanıdık gelecek suçlular; telefon, çene çalma ve televizyon. Gün içinde instagramda çok fazla vakit harcıyorum farkında olmadan. Bunun önüne geçmek için takip ettiğim hesap sayısını azalttım, yine aynı şekilde zırt pırt mail-sms gelmesin ve dikkatim dağılmasın diye bir sürü reklam engellemesi yaptım, duyuru listelerinden çıktım. Gün içinde belki 1 saati telefonsuz geçirmek de hedeflerim arasında.

İş yerinde kalabalık bir odada oturduğum için gün içinde ister istemez sohbet muhabbet ortamı oluyor, gelen giden derken yapman gereken işe odaklanmak bazen imkansız bir hal alıyor. Bunun için henüz işe yarar bir çözümüm yok maalesef. İlk akla gelen şey bir kulaklık ve müzik fakat müzik dinlerken çalışmayı sevmiyorum. Odaklanmaya çalışmaktan başka çare yok gibi şimdilik.

Televizyon konusu da tam bir baş belası bizim için. "İzlemesek de sesi olsun" grubundanız karı koca, dolayısı ile geceleri hep açık oluyor. Gerçekten izlemesek de dikkat dağıtmaya yetiyor. Bunun için de en azından haftada 1 akşam televizyonu hiç açmama kararı aldık. Televizyonu açmayıp kitap okumak olabilir, dergi okumak olabilir, iş yapmak olabilir, kafa dinlemek olabilir hatta bilgisayar ile ilgilenmek de olabilir sadece TV o gece kapalı olsun yeter.

Üçüncü karar ise;

Minimalizm!
Durun hemen gülmeyin! Tam manasıyla minimalizm benim harcım değil. Öyle "ben minimalist oldum anne" demekle de hemen olabilen bir şey değil. Derdim, baktığımda beni yoran fazlalıklardan kurtulmak ve yeni fazlalıklar oluşturmamak. Evimin rafları çekmeceleri o kadar kalabalık ki unutulduğu için çöpe giden Pringles oluyor (ona çok acımıştım). Bir paket çerez bitmeden yenisi alınıyor ve açılıyor, bir cilt bakım ürünü bitmeden yenisi açılıyor eskisi aylarca kenarda kalıyor. Kilo verince giyilir giysileri alınıyor ve rafları dolduruyor ama kilo verince kutlamak için yeni giysiler almalıyım oluyor falan falan. Hepimizin bildiği hikaye.

Derdim bomboş bir evim olsun, ya da 2 tane rujum olsun bitmeden yenisini almayayım değil de elimdekinin hakkını vereyim daha çok. Şımarık çocuklar gibi biriyle oynamadan yenisini istemeyeyim. Tabii burada işin içine tasarruf da giriyor. Çünkü sonsuz bir bütçem ve koyacak yerim olsaydı fazla kozmetikleri dert etmezdim muhtemelen. Daha az almak ve dolayısı ile tasarruf etmek adına izlediğim en güzel yol bir birikim hesabı açmak. Ama öyle haybeye biriksin de bakarız gibi değil, yazın gidilecek tatil rotasının ismiyle bir hesap açmak ve bunu almayayım, hesaba parasını yatırayım oradan alacağım şunun parası olur demek. Bu taktik bende bir süredir işe yarıyor. İlla tatil olması da gerekmez tabii, telefon olur, bilgisayar olur, ev-araba olur artık sizi ne motive ediyorsa. Yukarıda bahsettiğim sosyal medyada takip edilenlerin sayısını azaltmak, firmaların mail aboneliklerinden çıkmak tasarruf anlamında da çok etkili 2 madde bana kalırsa.  Stokçu zihniyete kapılmamak, bir daha hiç indirim olmayacakmış gibi davranmamak, bir şey almaya niyetlenince en azından 1-2 saat düşünmek de bonus taktiklerim.

Dört numara; 

Sağlıklı beslenme! 
Bu konuda geçen yıldan beri çabalıyorum. Hala istediğim aşamaya gelemesem de gelişme olması mutluluk verici. Son aylarda en çok işimize yarayan taktik ise haftalık yemek listesi yapmak oldu. Magnetli bir yazı tahtası aldık ve buzdolabına yapıştırdık. Pazar günü, dengeli olmasına da dikkat ederek, en az 5 çeşit yemek yazıyoruz üzerine ve markete gidip ihtiyaçları tamamlıyoruz (2 gece dışarıdan yeme hakkımız var).  Hem haftada 2-3 defa markete gitme derdinden, hem de dolabı açıp dakikalarca ne vardı ne pişirsem acaba derdinden kurtuldum, bunu şiddetle tavsiye ediyorum. Ofiste geçen zaman için de nispeten sağlıklı sayılabilecek yoğurt, çerez, meyve, güzel bir çikolata vs gibi şeyler bulundurmaya başladım. Şu sabah kahvaltısı işini de çözebilirsem süper olacak.

Temelde yeni yıl kararlarım bu kadar olsa da her yıl olduğu gibi bu yıl da;
-İnsanları daha az dert etmeyi, 
-Hemen her şeye sıkıntı stres yapmamayı,
-Daha fazla hareket etmeyi,
-İzleyemediğim dizileri izlemeyi (friends ve shameless mesela)
-Belki yeni bir dil öğrenmeye başlamayı,
-Daha çok gezmeyi, daha çok eğlenmeyi ve anın tadını çıkartmayı unutmamayı da diliyorum.


Hepinize de gönlünüzden geçenleri gerçekleştirme gücü diliyorum ♥ 

Shiseido Waso // Quick Gentle Cleanser Yorumlarım

$
0
0

Shiseido yakın sayılabilecek zamanda WASO adı altında yeni bir seri çıkarttı biliyorsunuz. WASO serisinin özelliği nedir diye baktığımızda "geleneksel japon mutfağından esinlendiği ve  havuç, bal, tofu gibi belli başlı malzemeleri anahtar olarak kullandığı, içeriklerinin doğadan geldiği, alkol, sabun, mineral, paraben içermediği" belirtilmiş firma tarafından.


Yani WASO serisi temiz ve doğal içerikli, gücünü doğadan alan ürünler algısı ile satışa sunuldu özet olarak. Ben de bal ve arı sürü ekstraktları ile formüle edilmiş quick gentle cleanser bal özlü 2`si bir arada temizleyiciyi satın aldım ve bir süredir deniyorum.




Shiseido Waso  Quick Gentle Cleanser;
Bal ve arı sütü ekstraktları içeren, hem makyajı temizleyici hem de genel yüz yıkama jeli olarak kullanılabilen, susuz köpüğe dönüşebilen bir ürün olarak tanıtılıyor ve hassas ciltler dahil her cilt tipine ve 15 yaşından itibaren her yaş grubuna tavsiye ediliyor.

Benim yorumlarıma gelecek olursak;
Birincisi ürün susuz köpüğe falan dönüşmüyor. Az ürünle denedim olmadı, çok ürünle denedim olmadı, daha çok ürünle denedim yine olmadı. Standart bir yüz yıkama jelini elinize döküp yüzüne yaydığınızda ne olursa bu üründe de aynısı oluyor. Bu durumda susuz cilde yaymak için ısrarcı olmanın gereği yok çünkü cildi yoruyor/çekiştiriyor.

Temizleme performansını makyaj için çok yeterli bulmadım fakat makyajı temizledikten sonra genel bir cilt temizleyici olarak beğendim. Nazik ve yumuşak bir şekilde yeteri kadar temizliyor ve aydınlatıyor. Sonrasında da herhangi bir gerilme, batma, yanma, hassasiyet vs oluşturmadı bende.

Yağlı/çok yağlı cilt tiplerine -benim de önceden olduğu gibi- yağı arındıran daha agresif temizleyicilere alışkın olanlara yeterli gelmeyebilir belki ama kışın biraz daha hassas ve yumuşak bir temizleyici tercih etmek isteyenler ya da zaten normal ve kuru ciltli olanlar sevecektir diye düşünüyorum.

Ürünün içerik kısmından da bahsetmek istiyorum biraz;


INGREDIENTS: WATER(AQUA/EAU), SODIUM LAURETH SULFATE, COCAMIDOPROPYL BETAINE, PEG-8 DIISOSTEARATE, GLYCERIN, SODIUM CHLORIDE, PHENOXYETHANOL, SODIUM BENZOATE, ISOSTEARIC ACID, FRAGRANCE (PARFUM), PEG-10 DIMETHICONE, CARAMEL, ETHYLHEXYL METHOXYCINNAMATE, DISODIUM EDTA, CITRIC ACID, LIMONENE, BETAINE, HONEY(MEL/MIEL), BUTYLENE GLYCOL, TOCOPHEROL, ROYAL JELLY EXTRACT, BHT

Tam içerik listesi yukarıda gördüğünüz gibi. Aslında lanse edildiği üzere paraben, mineral, alkol vs içermemesi gönlümü kazanıyor ama "doğadan gelen içerik" kısmına pek katılmıyorum. SLS ve parfüm içermesi, asıl değerli içerik olan bal (honey) ve arı sütünün (Royal jelly) en son sıralarda olması biraz hayal kırıklığı yarattı bende.

Özetle susuz köpürür, mercimek tanesi kadar bütün yüze yeter, doğanın gücü... vs gibi ibareleri abartılı bulduğum ama standart bir yüz yıkama jeli olarak değerlendirdiğimde performansını ve yumuşaklığını beğendiğim, özellikle kış mevsimi için tercih edebileceğim bir ürün oldu benim için.

Shiseido Quick Gentle Bal Özlü temizleyici, 150ml ve 159TL, makyajtrendi.com`dan, Boyner ve Sephora mağazalarından ulaşılabilir.

Bitenler // Ocak 2018

$
0
0

Geçen hafta kökten bir temizlik yapmıştım. Kullanım tarihleri geçmişleri ya da bir türlü kullanamadıklarımı ayırıp buraya ekleyince hayli kalabalık bir bitenler yazısı oldu.

Clinique 7 day Scrub; zamanında severek kullanıyordum ama çok uzun zamandır kullanmadım. Bu seyahat boy olduğu gibi dolu ama üretim tarihi oldukça eski olduğundan çöpe gidiyor.

Caudalie Köpük Temizleyici; yüksek beklenti ile aldığım bir üründü ama beni hiç tatmin etmedi, iyi ki küçük boymuş elimdeki.

Andalou Naturals Acai White Tea Nemlendirici;çok beğendiğim bir nemlendirici ve yine beğendiğim bir marka omasına rağmen sıra gelmemiş ve yazık olmuş. Kozmetiğin gümrüğe takılmadan sorunsuz geldiği zamanlardan kalma, bir hayli eski artık. Kokusunda ve yapısında bir değişiklik de yok gibiydi ama yine de riske atmak istemediğimden içim acıyarak çöpe attım.



The Ordinary Azelaik Asit; düzenli kullandım sayılır. Genel cilt görünümümü biraz düzeltti gibi gözlemledim ama sivilce üzerine olumlu bir etkisini gözlemleyemedim. Kullanımı da zor değildi.

Sephora Makyaj Temizleme Sütü; süt/losyon kıvamındaki makyaj temizleycilerden hiç hazzetmedim. Bu da bir setin içinden çıkmıştı sanıyorum, 1-2 defa kullanıp beğenmemiştim.


Snail Ampoule Mask; Gratis`de satılan bu maskeyi laf olsun diye almışım indirim zamanında. Tek kullanımlık kağıt maskelerden pek bir şey anlayamıyorum ben. Bugüne kadar denediklerimin hepsi olsa da olur olmasa da olur şeklinde.

Sephora Green Tea Göz Maskesi; yukarıdaki için söylediklerim bu ürün için de geçerli. Olsa da olur olmasa da.

Benefit Ka Brow; içinde hem fırçası hem 3 hem de 4 numaralı rengi olan çok kullanışlı bir testerdı. Tabii ki yurt dışı alışverişinde verilmişti. Sevdim gibi, tam boyunu dün aldım bakalım.

L`occitane Ultra Rich Vücut Kremi;çok beğendim! Hiç iyi olmadı çünkü fiyatı oldukça yüksek.

Rituals Happy Budha Vücut Losyonu; ismi ve kokusu hoş ama aklıma kalacak olumlu bir tarafı olmadı. Rituals markasından denediğim ilk ürün oldu bu arada.

Yves Rocher Konsantre Duş Jeli; gerçekten de çok az miktarı güzelce köpürüyordu. Bu mangolu olan versiyonun kokusunu da sevdim, tekrar alırım.

Kiehls Calendula Tonik; açılalı uzun zaman olduğu için çöpe gidiyor maalesef.

Dr Jart Water Drop Nemlendirici; jel kıvamlı bu nemlendiriciyi çok severek kullandım, nem verme konusunda ismi kadar iddialı değili bence ama yeterliydi, kıvamını ve hızlı emilmesini, yağlandırmamasını vs sevdim. Şu an elimde çok fazla ürün var ama bittiklerinde tekrar alabilirim.

Clinique for Man Yüz Yıkama Jeli; yine kullanılmayıp çöpe gidenlerden.

Nars Transparan Pudra; hemen herkes gibi benim de sevdiğim ürünlerden birisiydi. Sıkıştırılmış versiyonundasa böyle toz olan versiyonunu daha kullanışlı ve ekonomik buluyorum. Elimde sevdiğim ve yeterli bulduğum başka bir pudra var şu an, biterse tekrar buna dönerim.

La Mer Misel Su; 1-2 kullanımlık bu testerı oldukça beğenmiştim ama fiyatı dolayısı ile tekrar alabileceğim bir ürün değil.

Dermalogica Age Smart  Multivitamin Power Firm Göz Kremi; oldukça beğendiğim bir göz kremiydi, seyahat boy ürün olmasına rağmen 1,5-2 ay rahat kullandım sanırım. Fakat bir soru işareti silikonlu olmasıydı. Silikonun ince çizgileri gidermede işe yarayacağı belirtilmiş, hissiyatı da güzel tabii ama uzun vadede göz altlarıma kullanmak istediğim bir şey mi emin değilim.


Nuxe Sun Vücut Losyonu; hiç kullanamadım sanırım, bir yerden hediye gelmişti açmışım. 2 sene kadar çekmecede bekledi artık çöpe gidiyor.

Clinique Anti Blemish Kil Maskesi; sevdiğim kil maskelerinden birisiydi. Hafif akışkan kıvamda, aşırı germeden kurutmadan güzelce temizliyordu. İçinde hala vardı ama yine açılalaı çok uzun zaman olmuş. Elimde zaten aşırı maske biriktirmişim diye daha fazla tutmak istemedim. 

Clinique Tonik; arındırma açısından fena bulmadığım ama alkollü olduğu için daimi kullanmayı düşünmediğim toniklerden. Anti-blemish serisinin toniği de aynı şekildeydi. Bir ara sıklıkla sivilce sorunundan müzdaripken kullanıyordum artık kullanmıyorum.

Elancyl Selülit Kremi; bu duşta kullanılan yani durulama gerektiren versiyonuydu. Bir ara olukça popüler olmuştu ve kullanan herkes işe yaradığını söylüyordu. Ben de o gazla almıştım ama düzenli olan tek şey kremin duşakabin içindeki yeri oldu. Belki haftada bir belki de daha seyrek aklıma gelirse kullandığım için işe yaramadı. Tek sevdiğim yanı yanında hediye gelen masaj başlığıydı, onu atmadım. Düzenli kullanabileceğime inanırsam tekrar alabilirim.

Loreal Casting Sunkiss Renk Açıcı Krem;şu saçımıza sürüyoruz hafif rengini açıyor, güneşte açılmış gibi doğal oluyor kremlerindendi. Boyalı saçta işe yaramıyor demişlerdi ama dinlemeyip aldım, hiç bir işe yaramadı. 

Eyüp Sabri Tuncer Köpük El Sabunu; köpük formunda olması güzeldi, ara ara almaya devam edeceğim sevdim.

Biopoint Düzleştirici Saç Maskesi; bu maskeyi çok seviyordum, daha önce de paylaşmışımdır birkaç defa. Kullandıktan sonra makine ile tarayarak saçlarımı kurutsam, dün düz fön çektirmişim gibi bir sonuç veriyordu. Fakat saçlarım son birkaç ayda biraz yıprandı ve asileşti. Şimdi eskisi kadar net işe yaramıyor maalesef. 

Yıl Sonu Temizliği // Cilt Bakımı

$
0
0

Bir iki hafta önce elimdeki bütün cilt bakım ürünlerini ortaya döküp yeniden bir düzenleme ve eleme yapmak istemiştim. Banyo dolaplarında, buzdolabında, çekmecenin derinlerinde ve kullanımda olan bütün cilt bakım ürünleri bunlarmış. 

Normalde ilk fırsatta kullanacaklarım ve yeni aldıklarım şeklinde ikiye ayrılmış olarak saklıyordum. Fakat yeni aldıklarım dediğim grup sürekli göz önümde olmadığı için zaman içinde elimde ne var ne yok unutup yeniden benzer ürünlerden aldığım çok oldu. Hatta bir ara işi biraz abartıp online tablo oluşturmuştum google üzerinden :D Elimdeki ürünlerin isimlerini ve ne zaman açtığımı yazıyordum. Sözde yeni alışveriş yaparken hemen o tabloyu açıp "aa elimde çok tonik varmış almayayım" diyecektim. Ama tahmin edeceğiniz üzere tutmadı tabii. 


Bu sefer ürünleri kategorilere ayırıp içinden şu an kullanacaklarımı seçtikten sonra kalanları ayrı ayrı kutuladım. Yani bir kutuda serumlar, bir kutuda nemlendiriciler ...vs. oldu. Tabii almama üzerine ne kadar etkisi olur bilemiyorum ama en azından yeni bir nemlendirici almak istediğimde çabucak gidip elimde ne var diye topluca bakabilirim. 

Kategorilere ayırdığım ürünlerin hepsini de fotoğrafladım, bakalım elimde neler varmış;

NEMLENDİRİCİLER

SERUMLAR/YAĞLAR

MAKYAJ TEMİZLEYİCİLER
MASKELER

PILLINGLER

GÖZ KREMLERİ

GÜNEŞ KREMLERİ

TONİKLER

YÜZ YIKAMA JELLERİ / KÖPÜKLERİ

EL KREMLERİ

Hepsi bu :D Şöyle bir baktığımda güneş kremi için çok tutumlu davranmışım. Çünkü beğendiğim bir güneş kremi bulduğumda değiştirme ihtiyacı hissetmiyorum ve son damlasına kadar onu tüketiyorum. 

Güneş kremi hariç bütün kategorilerde fazla birikim yapmışım. Tabii bunların içinde indirim, hediye, promosyon vs gibi şeyler de var. Yani hepsi gidip özellikle aldığım ürünler değil. 

Tonikler ve maskeler ise en zor tüketeceğim kategori sanıyorum. Tonikleri düzenli kullanmayı atlıyorum hep, maskeler de malum haftada en fazla 2 defa kullanmakla pek eksilmiyor.

Bu toplu fotoğrafların haricinde her kategoriden favorilerimi de fotoğrafladım. Bu yazıda çok uzun olacağı için onları da önümüzdeki hafta gün gün ayrı yazılar halinde paylaşacağım. 

LR Aloe Vera Ürünleri Yorumlarım

$
0
0

LR markasına ait Aloe Veraürünlerini görmüşsünüzdür mutlaka, hatta şimdilerde serinin adı Aloe Via olarak güncellenmiş sanıyorum Ben de uzunca zaman önce şirkete üye olup böyle kalabalık bir paket satın almıştım. Yeni üyelik ile alınca hem fiyatı oldukça avantajlıydı hem de yeni ürünler denemiş olurum diye düşünmüştüm.

LR Health & Beauty 1985 yılında kurulmuş bir alman firması ve doğrudan satış prensibi ile çalışıyor. Yani tıpkı Avon, Oriflame gibi, üye olan birisine sipariş veriyorsunuz. Üye olan kişi katalog fiyatından belli bir yüzde daha uyguna aldığı için kazanç sağlıyor. 

Özellikle 3-5 ay öncesine kadar bir LR furyası almış başını gidiyordu. Benim algılamam mı bu şekilde oldu yoksa bana katılır mısınız bilmem ama her köşebaşından LR tanıtımı yapan birileri fırlıyordu sanki. Bu durumun temelde 2 sebebi var;


Birincisi LR`ın çalışma şekli Avon vb. `lerine benzese de kazanç sistemi biraz daha farklı ve karlı. LR`da sadece kendi sattıklarınızdan değil, sizin üye yaptığınız kişilerin sattıklarından da kazanç sağlıyorsunuz. Yani bir nevi zincir şeklinde ilerliyor, sizin üye yaptığınız da bir başkasını üye yapıyor ve yine siz ağınızı genişletmiş birtakım promosyon ve avantajlar sağlamış oluyorsunuz. Bu avantajların top noktası da sizin kullanımınıza tahsil edilen Mercedes sanırım :) - Duyduğumda bana pek inandırıcı gelmemişti aslında ama LR logolu Mercedes ile dolaşan bir abla gördüm geçenlerde :D - Örneğin sadece kediniz üye olup satış yapmakla kalmayıp, atıyorum 20 arkadaşınızı üye yapıp, onların da 10`ar arkadaşını üye yapmasını sağlarsanız bir anda 200 üyenin yaptığı satıştan puan/kazanç vs elde etmeye başlıyorsunuz. Dolayısı ile benzer şirketlere göre daha karlı bir sistem.

İkincisi ise Aloe Vera bitkisinin "her derde deva"şeklinde sömürülmeye müsait olması. Bildiğiniz gibi dişiniz ağrısa aloe vera, başınız ağrısa aloe vera... Satış yapan kişiler de Aloe Vera bitkisinin bu popülerliğinden gayet güzel yararlanıp, yara izine de iyi geliyor, ona da iyi geliyor buna da iyi geliyor diye pazarlamaya çalışıyorlar.


Benim izlenimlerime gelecek olursak;

Fotoğrafta gördüğünüz ürünlerin çoğunu uzunca süredir kullanıyorum ve hem marka hem de ürünler hakkında fikirlerim aşağı yukarı netleşmiş durumda.

Açıkça söylemem gerekirse başta oldukça ön yargılı davransam da, sonrasında ürünlerin içeriklerini beğenip (istisnasız hepsi değil) kullanmaya başlamamla marka bana güven verdi. Diğer ülkelerdeki konumu ve bilinirliği nedir bilmiyorum ama hem Alman markası olması hem de çok yeni bir firma olmaması hoşuma gitti.  

Markayı güvenilir bulmak benim için özellikle aloe vera içerikli ürünlerde daha önemli. Çünkü bir ara bu aloe vera nedir diye bir araştırma yapmış ve 1980`de kurulmuş  uluslararası bir aloe vera bilim kuru olduğu, bu kurulun çeşitli sertifikalar verdiği, aloe veralı ürünlerin uyması gereken çeşitli yasal standartlardan olduğu, içerdiği antrakinondan arındırılması gerektiği, çünkü antrakinonların kanserojen etkisi ile alakalı çalışmalar bulunduğu...vb gibi bir sürü şey okumuştum. Şu an daha ayrıntılı bir araştırma yapmaya ve kaynakları ile buraya yazmaya mesai harcayamadığım için bu böyledir gibi net söylemlerde bulunmak istemem ama kendi adıma güvenilir bulmadığım markaların aloe veralı içeriklerinden kaçınmaya başladığımı belirtebilirim.

Ve ürün yorumlarına gelirsem;

LR Aloe Vera Thermo Lotion; bu içlerinde en işlevsel bulup en çok kullandığım sanıyorum, hatta ailecek kullandığımız. Mentollü etkisiyle ağrıyı hafifletici bir krem. Rahatsızlık verecek boyutta cayır cayır yakmıyor ama ağrıyan yerinize biraz sürüp sıcak tuttuğunuzda hiç fena değil.

LR Aloe Vera Emergency Concentrate Jel; bunu sadece yazın güneş sonrası oluşan hassasiyeti gidermede deneyimleyebildim, hafif ferahlatıcı bir etki de sağlıyor ve bir miktar yatıştırıyordu.

LR Aloe Vera Emergency Sprey; markanın en iddialı ürünlerinden birisi olabilir sanki. Düşme, morarma, kızarma, kaşıntı, yanık vs. gibi durumlarda ilk yardım anında kullanılması tavsiye ediliyor. Saydığım durumlardan hiç birisini yaşamadım neyse ki. Ara ara kızarıklık/kaşıntı durumlarında denedim ama kayda değer bir etkisini hissetmedim.

LR Aloe Vera MSM Body Gel; Bunu da kendim deneyemedim ama hem annem hem de eşim ciddi anlamda eklem ağrılarına iyi geldiğini belirttiler kullandıkları dönemde. Zaten ürünün vaadi de Methyl-Sulfonyl-Methan (MSM) içeriği ile eklem ağrılarına iyi geleceği yönünde. Cilt lekeleri için de kullanılabileceği belirtilmiş, denemek lazım.

LR Aloe Vera Extra Freshness Diş Macunu; severek kullandım hatta üzerine 2 tüp falan daha alıp bitirdim sanırım.

LR Aloe Vera Lip Balm; yine fena bulmadıklarımdan bir tanesiydi.

LR Aloe Vera Sıvı Sabun; oldukça kremsiydi, severek kullandım, kolay ulaşılabilir olsa devamını alırdım.

LR Aloe Vera Vücut Losyonu; severek kullandım.

Bunların dışında şampuan, saç spreyi ve duş jelini çok ortalama buldum, tekrar almayı düşünmem.

Genel olarak marka ve denediğim ürünleri ile alakalı fikirlerim bu şekilde. Makyaj kategorisinden de özellikle denemek istediğim birkaç ürünü vardı ama onları almaya sıra gelmedi.


Favorilerim // Peelingler

$
0
0

Peeling ve maske cilt bakımında en sevdiğim kalemler sanıyorum, her ne kadar cildi çizdiği vs söylense de, her türlüsünü seviyorum peelinglerin. Elimde şu an bu peelingler olmasına rağmen çok daha fazlasını denemiş ve bitirmişimdir. 

Şu an elimde olanların içinden en sevdiklerimi ise bir alt fotoğrafta görebilirsiniz.


Dermalogica Daily Microfoliant; bu zaten kendini ispatlamış bir ürün biliyorsunuz. Sevmeyeni yok gibi. En belirgin özelliği incecik toz formunda olması. Kullanacağınız sırada avucunuza az bir miktar döküp sulandırıyor ve öyle uyguluyorsunuz. Bence bu kadar sevilmesinin sebebi yapısının çok nazik olması, günlük kullanıma ve her cilt tipine uygun olması. Eskiden toz Vim vardı hatırlar mısınız bilmem. Bana onu çağrıştırıyor biraz. Kişisel fikrime gelecek olursak; evet ben de severek kullanıyorum ama mucize yaratacak bir ürün değil. Bittiğinde koşa koşa yenisini almam, bütçemin uygun olduğu ya da ürünün indirime girdiği bir zaman tekrar alabilirim. Satış fiyatı genelde 350TL civarında.



Derma e Very Clear Acne Scrub; adından da anlaşılacağı gibi yağlı ve akneli ciltler için önerilen bir ürün. Tek handikapı büyük ve sert tanecikli olması. Yani özellikle cildinizde aktif sivilce varken oldukça dikkatli kullanmak gerekir. Hatta genelde ciltte aktif sivilce varken peeling önerilmez ama bu ürünün içindeki salisik asit ve çay ağacı yağı bana çok iyi geliyor. Cildimde sivilce varsa abartıp günde iki defa kullandığım bile oluyor kendisini. Daha önce salisilik asit ve çay ağacı yağı içeren bir sürü ürün denemiş ve etkili bulmamış olmama rağmen bu ürünü beğeniyorum. Derma-e`de Dermalogica markası gibi ülkemizde orijinal fiyatının hayli üstüne satılsa da 70-80 TL bandında alınabilir düzeyde. 

Apivita Face Scrub with Bilberry; bu markadan şimdiye dek denediklerim içinde sevmediğim yok gibi, bu peeling de küçük tanecikli, kullanım sonrası cildi aydınlatan, doğal ve temiz içerikli, uygun fiyatlı güzel bir peeling. Tek sıkıntısı ülkemizde satılmıyor olması sanırım. Yurt dışı satış fiyatı 10-15€ civarında. (Bu arada hemen yanında duran diğer Apivita peelingi henüz denemediğim için favorilerimde değil, yoksa sevmediğimden değil yani)

The Ordinary AHA 30% + BHA 2% ; Bu diğerlerinden farklı olarak tanecikli/fiziksel değil, kimyasal peeling kategorisinde. Daha önce kullandığım 1-2 tester ürünü saymazsak düzenli olarak kullandığım ilk kimyasal peeling kendisi. Başta korkarak yaklaşsam da bir sorun yaşamadım. Haftada 1 kullanıyorum bu aralar hatta artık 2`ye çıkartmayı düşünüyorum. Daha sonra bu ürünle ilgili ayrıntılı bir yazı yazmak istiyorum. The Ordinary ürünleri ülkemizde satılmıyor ama yurt dışından ürün getiren hesaplardan bulunuyor, orijinal fiyatı oldukça uygun, hesaplardan temin edildiğinde de yine uygun sayılabilecek 60-70TL civarında oluyor fiyatı.

Lush Herbalism; fotoğrafta cam kavanozda gözüken yeşil ürün (ambalajını geri dönüşüme verdiğim için farklı bir kaba aktarmıştım, Lush`a 5 adet boş kavanoz verdiğinizde 1 tane taze maskeyi bedava alabiliyorsunuz) Bu peeling de diğerlerinden biraz farklı çünkü yapay peeling tanecikleri içermiyor. Yani genelde peelinglerin içinde görmeye alışkın olduğumuz o plastik topçuklardan yok. Daha çok bitki püresi gibi bir kıvamı ve görüntüsü var. Benim uzun zamandır severek kullandığım bir ürün kendisi çünkü yağlı his bırakmadan hafif bir yumuşaklık ve nemli hissiyat bırakmasını seviyorum. Lush da yine ülkemizde olmayan markalardan bir tanesi maaesef. Ürünlerini satış hesaplarından bulmak da pek kolay değil, ben yurt dışına çıktığımda alıyorum birkaç ürün genelde. Fiyatları yine ortalama sayılabilir sanırım.

Lush Let the Goog Times Roll; bunu kardeşime ezbere sipariş etmiş olsam da, elime geçtikten sonra bayıldım. Efsane bir kokusu var bana göre. Tanecikleri de toz şekeri andırıyor ama kıvam olarak kremsi bir yapıda. Kullandıktan sonra yine nemli bırakıyor ama Herbalism`e göre hafif yağlı bir hissiyat da kalıyor. Yine de kış aylarında hoşuma giderek kullanıyorum. Bitince yenisini alırım tekrar.


Favorilerim // Makyaj Temizleyiciler

$
0
0

Elimdeki ürünleri toparlayıp kısa kısa bahsettiğim yazılardan bolca olacak Şubat ayında blogda. Bugünün konusu da makyaj temizleyiciler. Makyaj temizleme adına elimde olanların hepsi bunlar şu sıralar. Burada olmayan ama sevdiğim iki ürün daha var, onları da yazacağım aşağıya. 

Estee Lauder Take It Away; losyon şeklinde beyaz bir temizleyici, genel olarak süt/losyon şeklinde olan temizleyicileri oldum olası sevmediğim için bunu da bitsin diye kullanıyorum. Performansı ortalama bana göre. 200ml/155TL

Dermalogica Precleanse; yağ şeklinde bir temizleyici, çok severek kullanıyorum. Az bir miktarı ne var ne yok temizlemeye yetiyor ve su ile durulandığında herhangi bir yağlı hissiyat ya da kalıntı bırakmıyor. Elimde tam boyu yok maalesef, bir alışverişte hediye gelen bu seyahat boyu var. Hem cilt hem de göz makyajını güzel temizlediği ve pamuk vs gerektirmediği için çok kurtarıcı oluyor, seyahatlere saklıyorum ben de. 150ml/230TL



La Roche Posay Misel Su Ultra; misel sulara benim yaklaşımın "kaba temizlik sağlar"şeklinde. Yani aslında yağ formüllü bir temizleyici ile misel suyu aynı kefeye koymam ve aynı beklenti içine girmem. Özellikle göz makyajını temizleme konusunda çok vasatlar ama öyle bir vaadleri de yok aslına bakılırsa. La Roche`un bu misel suyunu kendi kategorisinde oldukça başarılı severek kullanıyorum. Kullandıktan sonra gergin ya da yapışkan bir his  bırakmıyor. Misel sularla giderek vedalaşıyorum ama tekrar almak istersem bunu alabilirim kesinlikle. 200ml/40TL

Burt`s Bees Cleansing Oil;ülkemizde satılmıyor bu yağ, ben yurt dışından almıştım. Temizleme performansı fena değil, duruladıktan sonra yağlı his de bırakmıyor, içeriği %100 doğal ve hindistancevizi ve argan yağları vs de içeriyor ama ben Burt`s Bees ürünlerini çok sevdiğim için daha yüksek beklenti içine girmişim, çok etkilenmedim. 175ml/16$

Yves Rocher Sebo Vegetal Misel Su; Yağ fazlasını emme ve tonik yerine kullanılma vaadi olan bu misel suyu hiç sevemedim. Birincisi ben misel su kullandıktan sonra yüzümü bir temizleme jeli ile yıkıyorum. Yıkamamak hata olur çünkü misel sular derinlemesine bir temizlik yapmıyor. Dolayısı ile cildimde tonik olarak bekletme gibi bir olayım olmuyor. Ek vaadi olan misel sular benim için anlam ifade etmiyor yani. Bir de buram buram parfüm kokması beni rahatsız ediyor. 200ml/37TL

Garnier Misel Su; seveni çok olsa da ben sevmiyorum, kullanım sonrası yüzümde bir his, bir tabaka bırakıyor gibi geliyor ve temizleme performansını da diğerlerinden daha kötü buluyorum. Garnier `in çift fazlı sarı renkli olanı da denemiştim onu bundan da kötü bulmuştum. 400ml/20TL

Sephora Temizleme Sütü; losyon kıvamında temizleyicileri sevmediğim için ön yargılı yaklaştığım ürünlerden birisi daha. 

Favori Makyaj Temizleyicilerim

Dr.Jart + Dermaclear Misel Su; bunu çok beğendim. Uzun zamandır denediklerim içinde en sevdiğim misel sulardan birisi oldu. Bununla birlikte diğer beğendim misel sular Bioderma H2O , Cyrene Ultra Soft misel su ve yukarıda bahsettiğim La Roche Posay. Fiyat olarak hepsi birbirine yakın gibi. İçlerinde en yumuşak hissiyat bırakanı Dr. Jart ve ardından Cyrene diye düşünüyorum.

Lush Ultrabland; katı krem kıvamında bir temizleyici. Bazen sadece parmaklarımla bazen de pamuk ile kullanmayı tercih ediyorum. Yüzünüzde kullandığınızda sonrasında çok manasız ve çirkin bir yağlı hissiyat bırakıyor ve arındırması da kolay olmuyor. Ben göz makyajı için tercih ediyorum. Yağlara göre bir artısı göze kolay kolay kaçmaması sanırım ama çok çok harika bir temizleme performansı sağlamıyor. Bir ara çok beğeniyordum ama artık sıkıldım sanırım. 45g/18$

MAC Cleanse Off Oil; elimdeki çok minik bir boydu o yüzden mi bilmiyorum ama hiç beğenmedim bunu. Göz makyajım için 2 defa denedim ikisinde de doğru düzgün temizlememişti gibi hatırlıyorum. 150ml/105TL

Elimdekiler bittiğinde ise aklımda 2 tane yağ var. Birisi Shiseido Cleansing Oil diğeri de Kiehls`s Midnight Recovery Oil. Artık misel sulardan ya da pamuk kullanımı gerektirecek temizleyicilerle tamamen vedalaşma düşüncesi içindeyim. 

Genel olarak makyaj temizleme rutinim de şu şekilde; 
  • Mümkünse yatma saatini beklemeden eve gelir gelmez makyajımı temizliyorum,
  • Elimde sevdiğim bir yağ varsa hem yüz hem de göz makyajımı pamuk kullanmadan elimle temizliyorum, fakat yağ değil misel su varsa pamukla birkaç sefer siliyorum,
  • Ardından yüz yıkama jeli ve -üşenmiyorsam- bir yüz temizleme aleti ile -ara ara Clarisonic ara ara Foreo- yüzümü yıkıyorum. Cihazları her gün kullanmaya üşensem de özellikle Clarisonic`i haftada 2-3 sefer kullanmaya gayret ediyorum.
  • Eğer makyaj temizleme ürünüm güzelse temizlik aşaması burada bitmiş oluyor ama başarılı değilse göz altlarımda siyah maskara kalıntıları kalmış oluyor ve onları misel su-pamuk ile tekrar siliyorum. 
  • Daha sonrası ise cilt bakımı aşaması. 




Favorilerim // Nemlendiriciler

$
0
0

Yakın zamana kadar çok fazla nemlendiriciye düşkün bir insan olmadığımı hatta kullanımını aksattığımı itiraf etmem lazım. Fakat son birkaç ayda ne olduysa cilt tipim yağlıdan normale hatta zaman zaman kuruya dönmeye başladı. Dolayısı ile nemlendiricilere ve nem maskelerine daha alıcı göz ile bakmaya başladım. Şu an elimde olan nemlendiriciler -maskeler de dahil- bunlar. 




Denenmeyi bekleyenler

Favorilerime geçmeden hemen önce henüz deneyemediklerimi ayırmak istedim. Bunlar hakkında olumlu-olumsuz bir fikrim yok henüz yani. 

Favori nemlendiricilerim

Severek kullandığım nemlendirici ürünler ise bunlar;

Andalou Naturals Acai + White Tea; bulunması zor bir ürün ama güzeldi. Yurt dışı kozmetik alışverişinin rahat olduğu zamanlardan kalma benimkisi. Temiz içerikli, mis gibi limon kokan, yağsız, ağırlık yapmayan ama güzel nemlendiren bir üründü. Buna rağmen ürün fazlalığından dolayı hakkını da verememiştim. Artık aynı ürünün satışı da kalmamış sanıyorum. Acai + Kombucha Oil olarak isim değiştirmiş. (62ml, 25$)

Clinique Dramatically Different Moisturizing Gel; Kendisi uzun yılların favorisi hatta demişbaşı diyebilirim. DDM-Gel olanı karma yağlı cilt versiyonu, DDM-Lotion versiyonu kuru cilt versiyonu. Ben Clinique ürünlerini genel anlamda seviyorum zaten ama mesafeli duranların da bu ürüne bir şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. Benim kullandığım yağlı cilt versiyonu kolay emiliyor, ağırlık parlama vs yapmadan nemlendiriyor. Çok yoğun bir etkisi yok ama günlük kullanım için ideal bana göre. (200ml, 189TL)

Origins Drink Up Intensive Overnight Mask; yukarıda bahsettiğim beklenmedik kuruma zamanlarında etkisi güzel oldu. İhtiyaç durumunda haftada 1-2 gece kullanıyorum ve etkisinden memnunum. Bunun da kokusu çok güzel, meyve-turunçgil gibi bir kokusu var. Kış sezonunda tercih edilebilecek ürünlerden. (50ml, 69TL)

Dr. Jart + Water Drop; jel kıvamında bir nemlendiriciydi. Yoğun nem iddiasıyla geliyor ama öyle olduğunu düşünmüyorum. Yine de dokusunu ve yapısını sevdim. Clinique aratmadı bana. (100ml, 150TL)

The Ordinary Hyaluronik Asit %2; tek başına değil de nelendiricinin altına sürülüp, nemlendiricinin etkisini arttırmayı hedefleyen bir ürün bu. Tek başına kullanıldığında bir işe yaramıyor gerçekten ama olması gerektiği gibi kullanıldığında etkisini bariz şekilde gözlemledim. Yapısı sıvıya yakın ama kullanımı kolay, hafif bir yapışkanlık hissi dışında (o da üzerine nemlendiriciyi sürünce hemen geçiyor) olumsuz bir yanı yok bence. Kışın demirbaş ürünlerinden birisi oldu benim için yine. (30ml, 11$)

La Mer Soft Cream; diğerlerinden farklı olarak daha katı kıvamlı bir üründü zaten losyon değil krem diye isimlendirilmiş. Nem vermesi de diğer nemlendiricilerden daha başarılıydı. Katı kıvamına rağmen yağlandırma sivilce vs gibi bir olumsuzluk yaratmadı. Bu kremin elimde tam boyu olsaydı ayrıca nem maskesine ihtiyaç duymaz, haftada birkaç gün bunu kullanarak aynı işi görürdüm diye düşünüyorum. Ama tabii fiyatıyla doğru orantılı bir mucize etkisi yarattı mı, tabii ki hayır. Benim bütçem için çok yüksek bir fiyatı olduğu için tekrar almayı düşünmüyorum. (30ml, 700TL)

Bitenler // Şubat 2018

$
0
0


Badger Balmlar;çok çok uzun zaman önce almışım, Sleep Balm olan lavantalıydı, diğerini hatırlamıyorum. Temiz, az ve öz içerikli ürünlerdi, ambalajları da çok şirin ama ülkemizde satılmıyor maalesef. Teneke kutularını yıkayıp saklayacağım. 

It Cosmetics CC+; normal şartlarda çok benlik olmayacak bir üründü ama cildimin kuruması ile baya severek kullandım. Kapatıcılığı oldukça başarılı, yağlı ciltlerin seveceğini sanmıyorum ama normal ve kuru ciltler sevecektir diye tahmin ediyorum. Ben tam boyuna geçtim.

L`occitane Creme Mains El Kremi; aslında beğendim ama tekrar alır mıyım emin değilim. Yoğunluğu hemen yanında duran çeşidine göre daha yüksekti ama yoğun nem istiyorsam yine aynı markanın shea butter kremini tercih ederim yeniden alacak olsam.



L`occitane Bademli El Kremi;Çok yoğun olmamasına rağmen güzel nemlendiren bir kremdi, günlük kullanım için beğendim. Ben bu küçük boyları 3`lü kofreler halinde nispeten makul fiyata almıştım. Minicik olmaları dolayısı ile montumun cebinde taşıyıp kullandım hep.

Yves Rocher Mangolu El Kremi; %96 doğal içerik diye lanse edilen bu kremi de fena bulmadım. Yukarıda bahsettiğim 2 kreme göre biraz daha az nem veriyor ama kolay emilmesi ve kokusu güzeldi.

Kiehl`s Avokadolu Göz Kremi; ben bu kremi beğenenler tarafındayım. Çok ölesiye nem verdiğini düşünmüyorum ama kötü bir krem de değil bence. Fiyatı da çok uçuk olmadığı için ara ara tercih ediyorum. 

La Mer Soft Cream; yoğun nem sağlayan ama kolay emilen güzel bir kremdi beğendim ama oldukça yüksek fiyatlı bir marka biliyorsunuz, dolayısı ile devamı gelmeyecek.

Dr Jart+ Dermaclear Misel Su; bunu da beğendim, hatta yılların demirbaşı Bioderma H2O`dan daha çok beğenmiş olabilirim. Fiyatı çok uçuk değildi, bir Sephora alışverişinde tam boyunu alabilirim.

Burberry Brit Rhythm Floral EDT; bu 2. ya da 3. şişemdi. Hafif kokusunu beğeniyorum, kalıcılığı da bende fena değildi. Şimdi değişiklik olsun diye başka bir parfüme geçtim ama o bittiğinde buna geri dönme niyetindeyim. Yalnız benim sevdiğim "floral" olan versiyonu. Aynı isimle bir versiyonu daha var ki onun kokusundan hiç hoşlanmıyorum. 


Ducray Elution Kepek Şampuanı; altta bahsedeceğim şampuanın devam şampuanı, tek başına yeterli değil ama devam şampuanı olarak mantıklı.

Ducray Kelual DS Kepek Şampuanı; ciddi ciddi can sıkan kepek sorunuma bu şampuanla çözüm bulmuştum bir süredir. Son birkaç bitenler yazımda da vardı dolayısı ile. Üstteki devam şampuanı ile birlikte kofre şeklinde online satın alıyorum. Fakat 4-5 şişe bitirdiğim şu günlerde etkisi biraz azalmaya başladı sanki.

Yves Rocher Greyfurtlu Duş Jeli; kokusunu çok beğenerek kullandım, devamını alacağım. 

Nuxe Man Duş Jeli; bunu eşime almıştım, saç için de kullanılabileceği yazıyor üzerinde. Kokusu güzeldi, duştan sonra da bir müddet kalıyordu -ama tabii bizimki biraz bol keseden kullanıyor, onun da etkisi vardır- İkili pakette 35-40TL arasına almıştım, tekrar alabilirim, beğenildi.

Yves Rocher Anti-Chute Dökülme Karşıtı Şampuan; benim bitenlerimin demir başı. Bende ve eşimde işe yarıyor. Eşim yıllardır sadece bunu kullanıyor ben ara ara kullanıyorum.

Pantene Aqua Light Köpük Saç Kremi; yoğun ve ağır saç kremleri benim saç dökülmemi daha doğrusu koparak dökülmesini arttırıyor. Duşta ağır bir saç kremi kullanıyorsam, durulama sırasında elimde kalan saça hayret ediyorum. Bu köpük krem o sıkıntıyı gözle görülür anlamda azalttı. Hızlıca kolay durulanmasını da seviyorum, etkisini de yeterli buluyorum. Bittikçe alacağım ürünlerden oldu benim için. 

Geçen ay nasıl olduysa çok fazla ürün bitirmişim, bir bu kadar daha vardı fakat çok uzun olmaması için ikiye böldüm. Kalanları da birkaç gün sonra yayında olacak. 

Bitenler // Mart 2018

$
0
0


Mac Prolong Wear Ruj; mavi alt tonlu bir pembeydi, zamanında baya sevmişim herhalde ki bitmiş, artık bu pembeleri yakıştıramıyorum kendime. Fakat bu serideki rujları hala beğeniyorum. Genelde kullandığım mat seriye göre daha ince, daha kalıcı ve daha yumuşak.

Nars Audacious Maskara; kötü değildi ama benim beklentimi çok da karşılayamadı, tek tek ayıran iğne gibi ince plastik bir fırçası vardı. Tam boyunu almayı düşünmüyorum.

Bobbi Brown Smokey Eye Maskara; bana göre vasat bir üründü, pek olumlu bir şey hatırlamıyorum hakkında.

Flormar Precious Curl Maskara; uygun fiyatlı maskaralar arasında popülermiş sanıyorum, arkadaşım önermişti, hatta bunu da o almıştı bana. Yoğun kıl fırçası vardı, ben de beğendim. Fiyatına göre iyi iş çıkartıyordu, denk gelirsem tekrar alabilirim bunu.



Korres Vanilyalı Vücut Sütü; düzenli vücut nemlendiricisi kullanma alışkanlığım olmadığı için benim elimde biraz süründü ama hem kokusu, hem içeriği hem de dışındaki karton ambalajı çok güzeldi. %98 gibi yüksek bir oranda doğal içerikti. Üzerinde "petrol yok, alkol yok, parfüm yok, paraben yok...vs" diye uzayıp giden çarşaf gibi bir liste vardı. Bir yerde karşıma çıkarsa tekrar alabilirim bunu.

Yves Rocher Tonik/Misel Su; ben misel su niyeti ile kullandım ve bana aşırı gelen bir parfüm kokusu vardı. Sonrasında da yüzümü duruladım. Tekrar alacağım bir ürün değil. Ben Yves Rocher`in cilt bakım ürünlerini genel olarak pek beğenmiyorum sanırım.



Loccitane Ultra Rich Body Cream; bu vücut kremi %25 shea butter içeriyordu, çok beğendim. Elimde birkaç tane testerı vardı, resmen bitmesin diye azar azar kullandım. Ellerimin hayli kuruduğu kış zamanında el kremi olarak da çok beğendim. Fiyatı yüksek olmasına rağmen önümüzdeki kış alıp el kremi yerine kullanabilirim.

Loccitane Fabulous Oil; yine güzeldi ama çok etkilenmedim.

Loccitane Makyaj Temizleme Yağı; tek kullanımlık bir testerdı, aslında makyaj temizleme yağı aradığım şu günlerde iyi denk gelmiş olsa da, tek kullanımda etkilenmedim. Belki 2-3 sefer daha kullanıp tartabilseydim karar verebilirdim.

Waso Havuç Özlü Nemlendirici; bunu tek kullanımda oldukça beğendim. Tabii tek kullanımda beğenilen şey etkisinden ziyade anlık bıraktığı hissiyat oluyor. Cilt bakım ürünleri de genelde anında güzel hissiyat bırakıyorsa içeriğinde masum olmayan bir şeyler oluyor, almadan bir bakmak lazım. Waso serisi doğal içerik gibi lanse edilse de içerik anlamında pek masum bir seri değil.

The Body Shop Drops of Youth Uyku Maskesi; değişik ve ortalama bir üründü benim için. Gece kullanılmak üzere sırada bekleyen çok fazla ürünüm oluyor genelde. Üst üste çok fazla ürünü karıştırmayı da sevmediğimden bu ürüne gelene kadar daha etkili bulduğum ve daha güvendiğim ürünler olduğu için kullanamadım. Bir ara el kremi olarak tüketeyim bari dedim ama o şekilde de verdiği nem çok yetersiz oldu. Dolayısı ile dolu olmasına rağmen çöpe gidiyor.

Herborist Black and White Maskeler; bu iki maske birlikte satılıyordu, üst üste kullanılan kil maskei ve nem maskesiydi yanlış hatırlamıyorsam. İtalya`da Sephora`dan güzel bir beklenti ile almıştım. İlk aldığımda açıp 1 defa kullanmıştım sonra kenarda kalmış. Açılalı da çok uzun zaman geçmiş, aklımda kalan olumlu bir etkisi olmamış.

La Roche Posay Effaclar K(+); bu bakım kremini cildimde sivilce ya da benzer bir bozulma, pürüz vs olmaya başladığı durumlarda kullanıyorum. Çok mucizevi bir etkisini görmesem de daha çabuk toparladığını düşünüyorum. Yapısı da ince ve kolay emilebilir olduğu için nemlendiricinin altına, makyajın altına vs kullanmakta bir sıkıntı yaratmıyor. Elimdeki benzer ürünler bittiğinde bunu tekrar alabilirim.

Procsin Siyah Maske; bunca zamandır bende hiç deneme isteği uyandırmamış bir üründü fakat bir gün bir youtube videosuna denk geldim. Hem siyah noktadan hem de ince tüylerden kurtulmak için oldukça övülüyordu. Dolayısı ile denemek istedim, denemez olsaydım. Tüm yüzüme güzelce sürdüm ama çıkartma aşaması tam bir işkence oldu. Çıkartırken yüzümdeki tüyleri de aldı ama hem çok fazla acıdı hem de yüzüm kıpkırmızı oldu. Kızarıklığı ve hassasiyeti saatlerce geçmedi, kullandığıma kullanacağıma pişman oldum. Daha sonra 2-3 sefer sadece burnuma denedim. Bu şekilde kullanıldığında burun bantlarına göre kıvrımlara daha iyi temas ediyor olsa da performansı daha düşük geldi bana. Tüp dolu olmasına rağmen çöpe gidiyor.


Böylece yine dolu çekmecelerden bir şeyler azalmış oldu. Bu arada bir süredir dikkat ettiğim ihtiyaç dışı cilt bakım ürünü almama durumu da fena gitmiyor. Kampanyalara, indirimlere ve yeni ürünlere eskisi kadar atlamıyorum ve son 2,5 aydır ihtiyaç dışı pek alışveriş yapmadım. Haa tabi önümüzdeki zamanlarda almak üzere gözümü Sunday Riley`lere dikmiş olabilirim orası ayrı 🙈

Favoriler // Göz Kremleri

$
0
0

Son 1 yıldır hatta belkide daha uzun zamandır kullandığım kullandığım göz kremlerinden kısa kısa bahsetmek istiyorum. Aslında başlık biraz yanıltıcı oldu çünkü içlerinde gözüm kapalı tavsiye edeceğim biri yok, hepsinin bir "ama"sı var.

Öncelikle üst fotoğrafta görülen Kiehl`s ve Bobbi Brown`ı henüz denemediğimi söyleyeyim. Kiehls`den ümitliyim fakat Bobbi biraz fazla yoğun gibi hissediyorum. Korres göz maskesi ise temiz içerikli olmasına rağmen bana çok etkisiz geldi, olsa da olur, olmasa da olur kategorisinde. 


Bahsetmeye değer bulduklarım ise bu dörtlü; 
Başlamadan önce göz altlarımda torba ya da morluk benzeri bir şikayetim olmadığını, kremlerden beklentimin genel olarak nemlendirmek ve korumak olduğunu belirteyim.




Shiseido Bio Performance Glow Revival; vaatleri oldukça yüksek bir krem. Torbalanma, ince çizgiler, morluklar hedef alınmış ve aydınlık ve 24 saat nemli bir göz altı sağlar denilmiş. Nemlendirme performansı fena değil, hafif bir aydınlık sağladığına da katılıyorum çünkü içinde çok minik belli belirsiz ışıltı gibi partiküller var. Elle dokunduğunduğuzda hissedilebilecek dokuda değil ya da sim gibi de değil ama belli belirsiz bir ekstra aydınlık veriyor. Bunun dışındaki morluk vs söylemlerini çok iddialı buluyorum. Bu kremi alırken beğendiğim özelliklerinden birisi ucunun aplikatör şeklinde olmasıydı fakat o kısım plastik olduğu için hoşuma gitmedi. Metal masaj başlığı şeklinde olan bir krem kullanmıştım daha önce ve oldukça seviyordum. Fakat plastik olan aynı etkiyi yaratmadı, hem metal gibi soğuk olmadığı için hem de ucuna fazlaca krem gelmeden kaygan olmadığı için sevmedim. Gelelim bu kremle ilgili en büyük hayal kırıklığıma; ne alırken ne de aldıktan sonra içeriğine bakma gereği duymamışım fakat geçen gün ürünün kutusu elime geçince bir bakayım dedim. İçinde 5 farklı çeşit alkol, 2 çeşit mineral yağ (likit parafin) ve de parfüm olduğunu gördüm. Söyleyecek fazla bir şey yok! Tüpün içinde hala olmasına rağmen artık kullanmayacağım, 300TL civarı fiyatı bu ürün için çook fazla buluyorum.  Tam içerik listesi için tıklayabilirsiniz

Shiseido Sun Protection Eye Cream SPF25; diğerinin aksine devamını getireceğim bir krem. Çünkü göz altı için güneş koruyucu krem bulmak pek kolay olmuyor. Benim bildiğim bir bu bir de Kiehls`in renkli spf 30 göz altı kremi var fakat Shiseido direkt beyaz güneş kremi formatında olduğu için daha güvenilir geliyor. SPF 25 UVA/UVB filtreleri içeren fiziksel bir koruyucu. Beyaz olması benim için kullanımda çok büyük bir sıkıntı yaratmıyor. Üzerine renkli bir ürün sürersem zaten sorun yok ama sürmesem de hayalet gibi kalmıyor, arada öyle kullandığım da oluyor. 150TL civarında olan fiyatını da abartı bulmuyorum. Bittikten sonra tekrar alacağım bir ürün. İçerik konusunda da bir önceki krem kadar göze batan bir durum yok. Tam içerik listesi içintıklayabilirsiniz. --Bu arada ilginç şekilde Shiseido`nun global sayfasında tam içeriklere yer verilirken, tr uzantılı sayfasında belirtilmemiş. Bu ürünü global ürün listesinde gözükmüyor, onun yerine SPF 34 verisyonu mevcut--

Dermalogica Multivitamin Power Firm Göz Kremi; aslında aradığım, işte budur dediğim göz kremi bu olabilirdi... Bu krem Dermalogica`nın age smart serisinden, yani yaşlanma karşıtı bir krem. Benim de yaşım 30`a yaklaştığı için artık zamanıdır diye düşünüyorum. Anti-age vaadini ne ile sağlıyor derseniz; A Vitamini (retinol), C Vitamini ve E Vitamini. Buraya kadar da her şey güzel fakat içerikte silikon olması kafa karıştırıcı. Silikon içerdiğini ürün tanımında da yazmışlar ve çevresel faktörlere karşı koruyuculuk sağlar demişler. Silikon hissiyat olarak da kreme çok güzel bir doku vermiş haliyle, sürdüğünüz anda çok güzel hissettiriyor. İnce çizgilerin arasını doldurarak makyaj öncesi güzel bir baz görevi de görüyor. Fakat silikon içeren bir göz altı kremini uzun vadede kullanıp kullanmak istemediğim konusunda kararsızım. Bu konuda bilimsel kaynak belirtilmeden laf olsun diye yazılmış yazıların dışında araştırma yapmak lazım.  Bu kremin fiyatı da 350-440TL bandında. Tam içerik listesi için tıklayabilirsiniz. 

Kiehl`s Creamy Eye Treatment with Avokado; Kiehls`in meşhur avokadolu göz kremi, ben seven gruptayım. Bu kremin nemlendirme dışında büyük vaatleri yok, nemlendirme işini de yeteri kadar yaptığını düşünüyorum. Yapısı biraz değişik olduğu için herkes tarafından sevilmiyor sanırım. İlk elinize aldığınızda yoğun bir kıvamı var fakat sürerken elinizin ısısı ile yumuşuyor ve inceliyor. Ben kıvamı ile sorun yaşamıyorum hatta aksine ağırlık yapmadığını, maskeleme yapmadığını hissettiğim için seviyorum. Fiyatı göz kremlerine oranla nispeten uygun (130TL) ve çok uzun süre gidiyor. Bu ürünün içeriğinde de son sıralarda 3 çeşit paraben mevcut.  Tam içerik listesi için tıklayabilirsiniz.

Özetle hala tam içime sinen kremi bulamamışım sanırım ama en yakın aday Dermalogica şu an benim için. Anti age olup nispeten temiz içerikli bir göz altı kremi öneriniz varsa alırım.

Bitenler // Nisan 2018

$
0
0

Yine kalabalık bir bitenler yazısı ile geldim. İçlerinde ömrü tükenenler de, sevmediğim için kullanmadıklarım da. Artık evde süründürmeyip atıyorum direkt.

Madecassol Merhem; tüpten göreceğiniz üzere sadece birkaç sefer kullandım. Cilt tahrişi, iz, yanık vs gibi durumlarda cildin iyileşmesini hızlandırmak için kullanılan bir krem temelde. Maske gibi hafta 1 kullananlar ya da sivilce izlerinin geçmesi için kullananlar var ama ben düzenli kullanmadığım için yorum yapamayacağım bu konuda. Elimdeki tüpün tarihi geçmiş olduğu için çöpe gidiyor.

Colgate Pro Visible Action;çok sinir eden bir diş macunuydu. Sürdüğünüzde beyaz olmasına rağmen kullanım esnasında maviye dönüşüyor ve lavaboda nokta nokta mavi leke bırakıyor. Her kullanım sonrası lavaboyu temizlemekten fenalık geldiği için çöpe gidiyor. Bir daha da asla almam.

Orifera Hindistancevizi Yağı Diş Macunu; oldukça sade ve temiz içerikli bir diş macunuydu. Hindistancevizi ile ilgili "diş beyazlatır" efsanesi dolaşır bilirsiniz. Sırf o sebepten özellikle arayıp almıştım bunu (Macro Center`dan). Tüp bitene kadar düzenli şekilde kullandım ama belirgin bir beyazlatma etkisi görmedim açıkçası. Tadı da çok nötrdü. Fırçaladıktan sonra hemen hemen sıfıra yakın bir temizlik ve ferahlık etkisi bırakıyordu. O yüzden tekrar almayı düşünmüyorum.



Oral B Pro 750 Şarjlı Diş Fırçası; uzun yıllardır kullandığım ve oldukça memnun olduğum bir üründü ama bozuldu. Alalı yaklaşık 5 sene olmuş sanırım, garantisi vs de kalmadığı için çöpe gidiyor bu da maalesef. (Bu arada eşiminki de aynı şekilde bozuldu, onunkini alalı 2 sene falan olmuştu sanırım)

Biopoint Yoğun Besleyici Saç Maskesi;çok ortalama bir maskeydi bence. Yoğun bir etkisini göremedim, tekrar almayı düşünmüyorum.

Kiehl`s Olive Fruit Oil Nourishing Şampuan; kuru ve yıpranmış saçlar için limon özü, avokado yağı vs içeren bir şampuandı. Her iki şişe de aynı ürüne ait, dolayısı ile 4-5 defa kullanma şansım oldu. Bu şampuandan da hiç bir şey anlamadım açıkçası. Güzeldi diyebilecek bir izlenim edinemedim. 



Shiseido Glow Revival Göz Kremi; artık bundan sıkılmıştım.

Yves Rocher ve H2O Spa El Kremleri; her ikisi de fena değildi, Yves çok yoğun değildi ama günlük olarak idare etti, sın damlasına kadar kullandım.

Nuxe Misel Temizleme Köpüğü; bu köpük temizleyicinin hakkını veremedim, kullandığım zamanlarda cildim daha yağlıya dönüktü,  yağı uzaklaştırmakta yetersiz geldi ama cildim normal hatta kuruya döndüğü zamanda kullansaydım sevecektim muhtemelen. Uzun zamandır beklediği için artık çöpe gidiyor.

LR Aloe Vera Vücut Losyonu; fena değildi, kışın kullandım bitti ama tekrar alır mıyım emin değilim. İçeriğini çok net hatırlamıyorum, temizse alırım sanırım.

Sephora Hindistan Cevizli Makyaj Temizleme Mendilleri; bu mendiller Görkem Karman`ın favorisiydi yanlış hatırlamıyorsam ama ben pek sevemedim. Hatta hafif bir yanma bile yaptı benim cildimde. 

Beyond Tek Kullanımlık Kağıt Maske; muhtemelen C vitaminli diye aldığım bu meskeden yine bir şey anlamadım. -Tüm kağıt maskelerde olduğu gibi- Tekrar almam.

Eklips Koncaj Temizleme Süngeri; bu süngerden ara ara alıp yeniliyorum, maskeleri temizlemek için kullanıyorum ve memnunum. Yoksa tek başına bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. 

Estee Lauder Advanced Night Repair Serum; elimde tam boyu da mevcut ve halihazırda kullanmaya devam ediyorum. Sürdükten sonra nemli ve yumuşak hissettirse de başka belirgin bir etkisini görebilmiş değilim henüz. Elimdeki tam boy bittikten sonra bekleyen başka serumlar var, sonrasında tekrar alıp almamayı değerlendiririm.


Mac Rujlar; Sonuna kadar biten Velvet Teddy`di. En meşhur nude renklerden birisi, her durumda gittiği için tükenmiş. Yanındaki ise bir ara durmadan benzerlerini aldığım mavi alt tonlu pembelerden (pink plaid galiba) Artık bu tonu kendime hiç yakıştıramıyorum, bir iki defa zorladım sürdüm ama çok kötü durdu sanki. O yüzden Back to Mac için kenara kaldırdım. 

Clinique Chubby Ruj; Curviest Caramel rengi çok sevdiğim doğal bir renkti, yapısı da yumuşak ve kremsi ama kalıcı değildi. Sonuna kadar kullanmışım. 

Benefit Browvo Kaş Serumu; bendeki seyahat boydu, kullandığım müddetçe kaşlarımın hızlı uzadığına şahidim ama gürleşme yani seyrek yerlerde daha fazla kıl çıktığına pek emin değilim. 

Revlon Kaş Kalemi ve Jeli;çekmecemde çok çok önceden kalmış. Jel kısmının kuruduktan sonraki yapısını çok sert bulduğum için neredeyse hiç kullanamamıştım, çöpe gidiyor. 

Phisicians Formula Fake Out Maskara; hiç bir işe yaramayan bir maskaraydı, sadece 2 kere falan kullandım. Ucuza da almamıştım, üzüldüm.

Clinique Far Paleti; sanırım 5 senedir falan benimleymiş, geçenlerde elime geçince kokusunun bir değişik olduğunu fark ettim. O yüzden o da çöpe gidiyor. 



Viewing all 502 articles
Browse latest View live